muntazamadaki tehalüfleri ise, bizzarure sani'lerinin bir muhtar-ı hakim olduğuna delâlet ediyor ilh.) der ve isbat eder.
Bu i'lemden sonra gelen i'lemde ise, şeytanın çok ince ve tehlikeli bir vesvesesini sezip onu kökünden kesecek bir cevab-ı müskit veriyor. Bu i'lemin suâl ve cevabı şöyledir: (Mesela eğer inek herşeyi bilen bir kadir-i ezelinin mülk ve nakşı olmuş olsaydı, bu derece miskin bir şey olmazdı ilh.)
Cevabında şöyle diyor: (Ey cinnî şeytanlara üstad olmuş şeytan-ı insî! Evvelâ eğer senin dediğin gibi o inek; her şeyin liyakatına göre ve maslahatı miktarınca ona cihazat i’ta eden bir kadir-i ezelînin san'atı olmazsa; o zaman meselâ senin eşeğînin kulağı, senden ve senin üstadlarından daha çok akıllı ve daha mahir olması lâzımdı.. ilh.) deyip bakarenin, yani ineğin ve herşeyin dahili, mutlak sıfatların mazharı olduğu gibi; harici ise, bir mukayyide yani bir takyid ve tahdit edicinin sıfatlarına mazhardır diyor.
Ahlâka dair bir i'leminde de der ki: (Şu fasık medeniyet, öyle müthiş bir riya meydana getirmiştir ki, medeniyetçilerin o riyadan kurtulmaları çok müşkülleşmiştir. Çünkü riya’ya şan ü şeref ismini takmıştır. Evet, medeniyetin bu riyası, adamı şahıslara dalkavukluk yapıp mürailik ettirdiği gibi; milletler ve unsurlara da riyâkâr ve tasniatçı kılmıştır. Gazeteleri de, o riya ve mürailiğe dellâllar haline getirmiş. Tarihi ise, ona bir teşrifatçı ve alkışçı yapmıştır. Hem gaddar ve zalim hamiyet-i cahiliyenin desisesi ile mütemerrid unsuriyet-perverliğin hayatı içinde şahsın mevtini ona unutturmuştur.) Ne kadar okunsa, okunmaya lâyık olan bu Risale, bir istiğfar ve Hazret-i mevlânanın bir beytiyle nihayet buluyor.
26 - ŞEMME :
Şemme Risalesi bir ifade-i meram ve doksanbeş adet i'lemlerden ibarettir. Bu risale esas itibariyle üç kısma münkasım ise de fakat sonuna doğru geldikçe herbir i'lemi adeta müstakil birer küçük Risale şeklinde birer ayeti geniş ve mufassal tefsir etmektedirler. Bu Risalenin umum i'lemleri evvelki Risalelere nisbetle uzuncadırlar. Amma ahirki i'lemleri, Risale-i Nur tarzında tamamen geniş ve tafsillidirler.
Bu i'lemden sonra gelen i'lemde ise, şeytanın çok ince ve tehlikeli bir vesvesesini sezip onu kökünden kesecek bir cevab-ı müskit veriyor. Bu i'lemin suâl ve cevabı şöyledir: (Mesela eğer inek herşeyi bilen bir kadir-i ezelinin mülk ve nakşı olmuş olsaydı, bu derece miskin bir şey olmazdı ilh.)
Cevabında şöyle diyor: (Ey cinnî şeytanlara üstad olmuş şeytan-ı insî! Evvelâ eğer senin dediğin gibi o inek; her şeyin liyakatına göre ve maslahatı miktarınca ona cihazat i’ta eden bir kadir-i ezelînin san'atı olmazsa; o zaman meselâ senin eşeğînin kulağı, senden ve senin üstadlarından daha çok akıllı ve daha mahir olması lâzımdı.. ilh.) deyip bakarenin, yani ineğin ve herşeyin dahili, mutlak sıfatların mazharı olduğu gibi; harici ise, bir mukayyide yani bir takyid ve tahdit edicinin sıfatlarına mazhardır diyor.
Ahlâka dair bir i'leminde de der ki: (Şu fasık medeniyet, öyle müthiş bir riya meydana getirmiştir ki, medeniyetçilerin o riyadan kurtulmaları çok müşkülleşmiştir. Çünkü riya’ya şan ü şeref ismini takmıştır. Evet, medeniyetin bu riyası, adamı şahıslara dalkavukluk yapıp mürailik ettirdiği gibi; milletler ve unsurlara da riyâkâr ve tasniatçı kılmıştır. Gazeteleri de, o riya ve mürailiğe dellâllar haline getirmiş. Tarihi ise, ona bir teşrifatçı ve alkışçı yapmıştır. Hem gaddar ve zalim hamiyet-i cahiliyenin desisesi ile mütemerrid unsuriyet-perverliğin hayatı içinde şahsın mevtini ona unutturmuştur.) Ne kadar okunsa, okunmaya lâyık olan bu Risale, bir istiğfar ve Hazret-i mevlânanın bir beytiyle nihayet buluyor.
26 - ŞEMME :
Şemme Risalesi bir ifade-i meram ve doksanbeş adet i'lemlerden ibarettir. Bu risale esas itibariyle üç kısma münkasım ise de fakat sonuna doğru geldikçe herbir i'lemi adeta müstakil birer küçük Risale şeklinde birer ayeti geniş ve mufassal tefsir etmektedirler. Bu Risalenin umum i'lemleri evvelki Risalelere nisbetle uzuncadırlar. Amma ahirki i'lemleri, Risale-i Nur tarzında tamamen geniş ve tafsillidirler.
Yükleniyor...