Bu ‘Lem'alar’ adlı parça, onüç lem'a ile tevhidin en ince hakikatlarını en mufassal bir surette beyan ve hakikatına mazhar edecek bir silsile-i delâil ve şehadatı ibraz ile; Cenab-ı Hakkın vücub-u vücudu ve vahdaniyet ve ehadiyeti gayet beliğ, gayet mukni’ temsil ve misâllerle dile getiriyor ki; onun üstünde daha hiçbir beyan ve izah olamaz. Ona bakan her akl-ı selim ve kalb-i kerim sahibi, onu çok kıymettar ve hava, su, ekmek gibi herkesin muhtaç olduğu bir risale görecektir.

Nurun Mesnevisinin baş tarafında dercedilen Lem'alar, Reşhalar ve Lâsiyyemalar isimlerindeki bu üç Risale, Mesnevî’nin sair Risaleleri gibi müteferrik mes'elelerden bâhis değillerdir. Belki aynı mevzu üzerinde gidiyorlar.

5 - REŞHALAR :

Bu Risale, Ondördüncü dersin Ondördüncü Lem'ası olup, ondört reşehatı tazammun etmektedir. Reşhalar Risalesi, îmanın en mühim üç erkânından biri olan Nübüvvetin hakikatını ve nübüvvet-i Ahmediyeyi (A.M.), ondört reşhalarla beyan edip Peygamberimiz Efendimizin (A.M.) tarihçe-i hayat-ı maneviyesi ele alınıyor. Eşi ve benzeri görülmemiş bir tarzda Peygamberin mahiyet-i kudsiyesi sayısız müsbit delâil ile izah ediliyor ki, dikkatle okuyan herkesi ikna ettiği gibi hayret ve takdirini de celbeder.

Nasıl ki şems, ziya vermemesi mümkün değildir. Öyle de; uluhiyet de risaletsiz mümkün olmadığını isbat ediyor ve nübüvvetin hakikatını güneş gibi gösteriyor. Kâinatı mücessem bir Kur'an-ı samedanî olarak temsil edip, Muhammed-i Arabi (A.M.), onun âyet-ül kübrası olduğunu, gözünde perde ve kalbinde pas olmayanlara irae ediyor.

Bu harika Risale, ondört reşhadır. Onüçüncü Reşhada, yirmi bir mu'cizat-ı Ahmediyeye (A.M.) işaret eden bir salavat-ı şerifeyi, o nebiyy-i zişan efendimize getiriyor. Onüçüncü reşhadan sonra, uzun bir i'lemde nübüvvet-i Ahmediyeye başka bir tarzda, görülmemiş delilleri gösteriyor. Bu Risalenin Türkçesi, Risale-i Nur Külliyatından Ondokuzuncu Sözde ve Nurun ilk Kapısındaki ondördüncü derstedir.


Yükleniyor...