intisabıyla aldıkları şerefte; ve onun mülk ve melekûtunun mütalaasında ettikleri tenezzühlerinde; ve onun tecelliyat-ı celal ve cemalinin müşahedesiyle aldıkları tena’umda tarife gelmez ve akılların idrâkinin ötesinde bir saadetleri vardır.
Amma hayvanat ise: onlarda cüz’î bir ihtiyarla beraber iştihalı bir nefisleri olduğu için, amelleri halisen livechillah olmuyor ve doğrudan doğruya onun vechiyle hasbî değildir. İşte bunun içindir ki, onların Malik-i Kerimleri onlara; kendisi için işledikleri amelleri içinde bir maaş i’ta ediyor.
Meselâ, gülün aşkıyla meşhur bülbül kuşu, onun Fatır-ı Hakîm’i onu nebatat taifeleriyle, hayvanat kabileleri mabeynindeki münasebat-ı şedideyi ilan etmek vazifesinde istihdam ediyor. Şu halde bülbül, Rahman’ın misafirleri olan hayvanat tarafından bir hatib-i Rabbanîdir ki, Râzıklarının hedayasına karşı ilan-ı sürur etmekle, hem ebna-i cinsine imdad olarak gönderilen nebatata karşı hüsn-ü istikbali izhar etmekle, hem aşk derecesine baliğ olan hayvanat nev’inin nebatata karşı şiddet-i ihtiyaçlarını nebatatın en güzellerinin başları üstünde dile getirmekle, hem Cenab-ı Malik-i Zülcelali ve-l Cemali ve-l İkram’a karşı şükrün en eltafını, en latif bir şevk içinde, gül gibi en latif bir yüzde takdim etmekle muvazzaftır. İşte bu vazife, Bülbülün, Hak Sübhanehu ve Teala hesabına yaptığı amelinin bir gayesidir. Bülbül kendi diliyle konuşur, biz ise ondan şu manaları fehmediyoruz. Kendisi kendi nağamatının manasını tamamen bilmese dahi…
Evet, bülbülün şu gayelere, tafsilatıyla adem-i marifeti, o gayelerin ademini istilzam etmez. Laakal saat gibi sana evkatı bildirir. Fakat saat, kendisi ne yaptığını bilmez.
Amma bülbülün maaş-ı cüz’îsi ise, tebessüm eden çiçeklerin müşahedesiyle aldığı zevk ve onlarla yaptığı muhavereden aldığı telezzüzdür. Öyle ise, onun nağamat-ı hazînesi, hayvanî şikayetten gelen bir teellümat değil; belki ataya-yı Rahmaniyeden gelen bir teşekkürattır.
Bülbüle, nahli ve fahli, (yani arı ve hayvanatın erkek kısımlarını) Ankebut ve karıncayı ve hevam ve böceklerin bülbüllerini ve saireleri kıyas et! İşte bunların herbirisinin yaptığı hizmetleri zımnında aldıkları zevk-i hususîleri içinde cüz’î bir maaşları vardır. O hizmetleri her ne
Amma hayvanat ise: onlarda cüz’î bir ihtiyarla beraber iştihalı bir nefisleri olduğu için, amelleri halisen livechillah olmuyor ve doğrudan doğruya onun vechiyle hasbî değildir. İşte bunun içindir ki, onların Malik-i Kerimleri onlara; kendisi için işledikleri amelleri içinde bir maaş i’ta ediyor.
Meselâ, gülün aşkıyla meşhur bülbül kuşu, onun Fatır-ı Hakîm’i onu nebatat taifeleriyle, hayvanat kabileleri mabeynindeki münasebat-ı şedideyi ilan etmek vazifesinde istihdam ediyor. Şu halde bülbül, Rahman’ın misafirleri olan hayvanat tarafından bir hatib-i Rabbanîdir ki, Râzıklarının hedayasına karşı ilan-ı sürur etmekle, hem ebna-i cinsine imdad olarak gönderilen nebatata karşı hüsn-ü istikbali izhar etmekle, hem aşk derecesine baliğ olan hayvanat nev’inin nebatata karşı şiddet-i ihtiyaçlarını nebatatın en güzellerinin başları üstünde dile getirmekle, hem Cenab-ı Malik-i Zülcelali ve-l Cemali ve-l İkram’a karşı şükrün en eltafını, en latif bir şevk içinde, gül gibi en latif bir yüzde takdim etmekle muvazzaftır. İşte bu vazife, Bülbülün, Hak Sübhanehu ve Teala hesabına yaptığı amelinin bir gayesidir. Bülbül kendi diliyle konuşur, biz ise ondan şu manaları fehmediyoruz. Kendisi kendi nağamatının manasını tamamen bilmese dahi…
Evet, bülbülün şu gayelere, tafsilatıyla adem-i marifeti, o gayelerin ademini istilzam etmez. Laakal saat gibi sana evkatı bildirir. Fakat saat, kendisi ne yaptığını bilmez.
Amma bülbülün maaş-ı cüz’îsi ise, tebessüm eden çiçeklerin müşahedesiyle aldığı zevk ve onlarla yaptığı muhavereden aldığı telezzüzdür. Öyle ise, onun nağamat-ı hazînesi, hayvanî şikayetten gelen bir teellümat değil; belki ataya-yı Rahmaniyeden gelen bir teşekkürattır.
Bülbüle, nahli ve fahli, (yani arı ve hayvanatın erkek kısımlarını) Ankebut ve karıncayı ve hevam ve böceklerin bülbüllerini ve saireleri kıyas et! İşte bunların herbirisinin yaptığı hizmetleri zımnında aldıkları zevk-i hususîleri içinde cüz’î bir maaşları vardır. O hizmetleri her ne
Yükleniyor...