بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَلَمْ تَرَاَنَّ اللّٰه يَسْجُدُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاةِ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ وَالشَّمْسَُ
وَالْقَمَرُ وَالنُّجُومُ وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَابُّ وَكَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ
وَكَثِيرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُ وَمَنْ يُهِنِ اللّٰهُ
فَمَا لَهُ مِنْ مُكْرِمٍ اِنَّ اللّٰهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ
اِعْلَمْ
Bil ey kardeş! Kur’an-ı Hakîm kat’iyyen tasrih ediyor ki, Arştan Ferşe, yıldızlardan böceklere, meleklerden balıklara, seyyarelerden zerrelere kadar bütün mevcudat, Allah’a ibadet eder, ona secde eder ve hamd ve tesbih eylerler. Fakat bunların ibadetleri çeşit çeşittir, ayrı ayrıdır.
İşte, biz dahi bir temsil ile şu tenevvu’ eden ibadet çeşitlerinden yalnız bir vechine işaret edeceğiz. Meselâ:
Büyük bir padişah, cesim bir şehri bina ettiği veyahut muhteşem bir kasrı inşa ettiği vakit; o melik, o şehir ve o sarayın inşasında dört nevi ameleyi istimal ediyor.
Birinci nevi amele: Onun memaliki, yani köleleridir. Bunların ne maaşı var, ne de ücretleri… Belki bunlar, seyyidlerinin emriyle işledikleri her amellerinde ve maliklerinin medhinde tegannî ettikleri her neşidelerinde onların mahsus bir zevk ve şevkleri vardır. Ve o seyyide mensubiyet şerefiyle iktifa etmektedirler. Ve onun hesabıyla baktıkları herşeyde bir lezzetleri vardır.
İkinci nevi amele: Bazı amî hizmetkârlardır. O melik, bunlara lâyık ve muvafık olacak cüz’î bir ücret mukabilinde kendi ilmiyle bunları
اَلَمْ تَرَاَنَّ اللّٰه يَسْجُدُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاةِ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ وَالشَّمْسَُ
وَالْقَمَرُ وَالنُّجُومُ وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَابُّ وَكَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ
وَكَثِيرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُ وَمَنْ يُهِنِ اللّٰهُ
فَمَا لَهُ مِنْ مُكْرِمٍ اِنَّ اللّٰهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ
اِعْلَمْ
Bil ey kardeş! Kur’an-ı Hakîm kat’iyyen tasrih ediyor ki, Arştan Ferşe, yıldızlardan böceklere, meleklerden balıklara, seyyarelerden zerrelere kadar bütün mevcudat, Allah’a ibadet eder, ona secde eder ve hamd ve tesbih eylerler. Fakat bunların ibadetleri çeşit çeşittir, ayrı ayrıdır.
İşte, biz dahi bir temsil ile şu tenevvu’ eden ibadet çeşitlerinden yalnız bir vechine işaret edeceğiz. Meselâ:
Büyük bir padişah, cesim bir şehri bina ettiği veyahut muhteşem bir kasrı inşa ettiği vakit; o melik, o şehir ve o sarayın inşasında dört nevi ameleyi istimal ediyor.
Birinci nevi amele: Onun memaliki, yani köleleridir. Bunların ne maaşı var, ne de ücretleri… Belki bunlar, seyyidlerinin emriyle işledikleri her amellerinde ve maliklerinin medhinde tegannî ettikleri her neşidelerinde onların mahsus bir zevk ve şevkleri vardır. Ve o seyyide mensubiyet şerefiyle iktifa etmektedirler. Ve onun hesabıyla baktıkları herşeyde bir lezzetleri vardır.
İkinci nevi amele: Bazı amî hizmetkârlardır. O melik, bunlara lâyık ve muvafık olacak cüz’î bir ücret mukabilinde kendi ilmiyle bunları
Yükleniyor...