tedbiriyledir. Ve elbette bütün bunlar, Kadir-i Kayyum’u tarif eden gayet beliğ ve beyyin birer kaside-i medhiyedirler.

Hem taş nevilerinin renk renk süslenmeleri, elbette ancak onun tedbir ve tasvirindendir. Çiçeklerin gülümsemeleri onun tezyin ve tahsiniyledir. Meyvelerin bezenip cilve-endaz olmaları, yine ancak onun in’am ve ikramındandır. Ve bütün bunların şu vaziyetleri, Fatır-ı Hakîm-i Zülcelal’e karşı yapılan gayet güzel ve açık hamd ü senalardır.

Hem kuşların cıvıldaşmaları, onun intak ve irfakıyladır. Yağmurun şıpıltıları, ancak onun fazl u kereminden bir tenzildir. Ayların ve yıldızların taharrükleri, onun takdir ve tedbiriyledir. Ve bütün bunların umumî hey’etleri, bir Kadîr-i Zülkemal’e takdim edilen fasîh birer tesbih, belki Kahir-i Zülcelal’i bildiren nuranî birer âyettirler.

Sübhandır o İlah ki, gökler kendi burçları ve ışıldayan nurlu yıldızlarıyla; feleklerde kendi güneşleri, yıldızları ve aylarıyla; cevv-i hava, ra’dları, berkleri ve yağmurlarıyla; Ve arz dahi kendi hayvan, nebat ve ağaçlarıyla ona hamd ü sena ederler. Hem ağaçlar, kendi yaprak ve çiçekleri dilleriyle ve meyvelerinin manzum ve mevzuniyetleri kelimeleriyle ona hamdederler. Zira bakıyoruz ki; çiçekler tesbihat-ı İlahiyenin neşidelerinden kesilir kesilmez, hemen arkalarından gelen semereler, neşr-i nur eden beliğ hamdleriyle neşidesaz oluyorlar. Aynı zamanda meyvelerin içindeki çekirdekler dahi, kendi kalblerinde çok sırları cami’ zikr-i hafîleriyle neşidelerini başka bir tarzda söyleyip hamd ü tesbih-i Rahmanîyi ifa ederler. Zira görüyoruz ki; bunların kalblerinin sırrında kendi ağaçlarının sahaif-i a’malleri matvî olarak yazılıdır. İşte bunların şu lisanları Fâlik-ül Habb ve Fâtır-ı Kadir’in medhine dair tekli kasidelerini âvaz edip izhar ediyorlar demektir. Demek bütün bitkiler, Kadir-i Kayyum’a hamdeder, tesbih eder ve secde ederler.

Evet nebatat, çiçeklerinin cilve ve cünbüşleri içinde tebessümkârane vaziyet göstermeleriyle; Fatırlarına yaptıkları zâhir bir hamd olduğunu ona bakanlara kanaat verir. Güya onların ağızları, tomurcuk ve sünbülleridir. Elfazları ise, onların kapaklı kutu içindeki tohum ve taneleridir. Aynı zamanda çekirdek ve habbeler, onların mevzun şiirli manzumeleridir. Lisanları da, onların parlak nakışları içindeki nizam ve mizanlarıdır. Bu da bâhir bir şekilde san’at, sıbgat ve tezyinatlarında cilvenüma olup kendi tat, renk ve kokularıyla Fatır-ı

Yükleniyor...