Ve ey cevv-i hava tabakatının ra’dları, berkleri, rüzgârları, bulutları, şahabları ve yağmurlarının ağızlarıyla; lem’a ve katrelerinin kelimeleriyle; gayât ve semeratındaki ölçülü vaziyetleri içindeki nizamlarının lisanıyla seni tesbih ve takdis eden Faal-i Hallâk!

Ve ey küre-i arz senin azamet-i kudretine karşı kendi Muhammed’i (A.M.) ve Kur’an’ı ile sana secde ederek; denizleri, dağları, nehirleri ve eşcarının ağızlarıyla; hayvanat ve nebatatının savtî-âvaz ve ihtizazlarıyla; enbiya ve evliyası olan nuranî kelimeler ve nurlu harfleriyle; ve senin izn-i kerimin ve sun’u hakîminle vücud bulan ondaki nizam ve mizanının hayat ve mevtinin fakr ve kuruluğuyla beraber -teberrüc ve tezeyyününün lisanlarıyla seni tesbih eden Allah-u Zü-l Kemal!

Ve ey denizler kendi acaib mahlukatı olan kelimatıyla ve dalgalar manzumatının nağamatıyla ve onlardaki nizam, mizan, hikem ve gayatının lisanıyla seni tesbih eden Cemil-i Zü-l Celal!

Ve ey küre-i arzı mahlukatına beşik ve gemi ve dağları ona hazineli direk ve kazık yapan Müdebbir-i Hakîm! Dağlar kendi pınarları, nehirleri ve ağaçlarının ağızlarıyla ve nizamat ve mizanlılıklarının ve gayat ve hazinedarlıklarının lisanıyla sana tesbih eden Azîm-i Pürkemâl!

Ve ey hayvanat kendi havass ve hissiyatının, cihazat ve azalarının, san’at ve sıbgatlarının ve akıl ve kalblerinin ağızlarıyla; ve nizamat ve müvazenelerinin lisanlarıyla ve muhtelif hacetleri içindeki istidadat, ihtiyacat, daavat ve tena’umatlarının ve çeşitli tavırlar içinde değişen hayat ve mematlarının sual ve isteklerinin kazası lisanıyla seni tesbih eden, ey her şeyi sudan hayatlandıran Hayy-i Ezelî!

Ve ey hevam ve böcekler havada deveranları hengâmında kendi vızıltılarının zemzemesiyle sana şükrederek; ve kuşlar kendi yuvalarında yavrucuklarıyla beraber çıkardıkları sec’a ve nağmeleriyle sana hamdederek; nizam ve mizanının san’at ve nakışlarının renk ve zinetlerinin lisanıyla senin nimetinin semeratıyla telezzüz ettikleri vakit ve âsâr-ı rahmetinle tena’um ettikleri zaman, o ihsan ve ni’metin üzerine senin şükrünü izhar ile bağrışıp sayhalar vurarak, sana hamd ile tesbih ettikleri gibi; bütün haşarat dahi kendi karargâhlarında çektikleri demdemelerinin ve vahşî canavar hayvanlar dahi kendi mağaralarında ve çöl ve sahralarında kopardıkları gamgamalarının nizamat, müvazene,


Yükleniyor...