Öyle de: insanın manevî ihtiyacatı dahi evkata göre öyle muhteliftir. Meselâ bir kısmına her an,
اَللّٰهُ
ve
هُوَ
gibi.. ve bir kısmına her vakit,
بِسْمِ اللّٰهِ
gibi.. ve bir kısmına her saat,
لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ
gibi muhtaçtır ve hakeza kıyas et!.. Demek Kur’anın ayat ve kelimatının tekrarları, ihtiyaçların tekerrürüne delâlet ederler. Hem insanın onlara şiddet-i ihtiyacına işaret etmek içindir. Hem onlara ihtiyacın damarını tenbih ve ikaz etmek içindir. Hem de o ihtiyaca teşvik edip o manevî gıdalara insanın ihtiyaç iştihasını tahrik etmek içindir.
Dördüncü Nokta: Bil ki; Kur’an, şu metin ve sağlam büyük dinin ve esasatının ve bu âlem-i İslâmî temellerinin müessisi, vâzı’ı ve bânisidir. Hem beşerin hayat-ı içtimaiyesini değiştiren, tahvil ve tebdil eden bir kanunlar manzumesidir.
Elbette müessise tesbit için tekrir lâzımdır. Ve te’kid için terdid gerektir. Hem takrir ve te’yid için tekrar lâzımdır. Aynı zamanda Kur’anda muhtelif tabakat-ı beşeriyenin lisan-ı kal ve lisan-ı halleriyle ettikleri mükerrer suallerinin cevabları vardır.
Beşinci Nokta: Hem bil ki; Kur’an-ı Hakîm, çok büyük ve azîm mes’elelerden bahsederek kalbleri onlara iman etmeye davet ediyor ve çok ince dakik hakikatlardan söz edip, akılları onların marifetine çağırıyor. Elbette o mes’eleleri kalblerde yerleştirmek ve efkâr-ı âmmede o hakikatları tesbit etmek için muhtelif suretlerde ve mütenevvi’ üslûblarda tekrar etmek lâzımdır.
Altıncı Nokta: Kat’iyyen bil ki, her bir âyetin bir zahrı bir batnı, bir haddi, bir muttala’ı var; Ve herbir kıssanın çok vücuhu, ahkâmı, faydaları ve maksadları bulunur. İşte ayat-ı Kur’aniye, sureten tekrar gibi görünen hikayat ve kıssaları; meselâ bir yerde bir vecih için, başka yerde de başka bir vecih için zikreder. Hem meselâ, bir makamda bir hüküm için, başka bir makamda da başka bir hüküm için tekrar eder. Hem bir yerde bir fayda için, başka bir mahalde başka bir fayda için beyan eder. Hem bir surede başka bir maksad, diğer bir surede yine başka bir maksad için zikrediyor. Ve hakeza, Kur’an-ı Hakîm bu minval üzere gidiyor.
اَللّٰهُ
ve
هُوَ
gibi.. ve bir kısmına her vakit,
بِسْمِ اللّٰهِ
gibi.. ve bir kısmına her saat,
لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ
gibi muhtaçtır ve hakeza kıyas et!.. Demek Kur’anın ayat ve kelimatının tekrarları, ihtiyaçların tekerrürüne delâlet ederler. Hem insanın onlara şiddet-i ihtiyacına işaret etmek içindir. Hem onlara ihtiyacın damarını tenbih ve ikaz etmek içindir. Hem de o ihtiyaca teşvik edip o manevî gıdalara insanın ihtiyaç iştihasını tahrik etmek içindir.
Dördüncü Nokta: Bil ki; Kur’an, şu metin ve sağlam büyük dinin ve esasatının ve bu âlem-i İslâmî temellerinin müessisi, vâzı’ı ve bânisidir. Hem beşerin hayat-ı içtimaiyesini değiştiren, tahvil ve tebdil eden bir kanunlar manzumesidir.
Elbette müessise tesbit için tekrir lâzımdır. Ve te’kid için terdid gerektir. Hem takrir ve te’yid için tekrar lâzımdır. Aynı zamanda Kur’anda muhtelif tabakat-ı beşeriyenin lisan-ı kal ve lisan-ı halleriyle ettikleri mükerrer suallerinin cevabları vardır.
Beşinci Nokta: Hem bil ki; Kur’an-ı Hakîm, çok büyük ve azîm mes’elelerden bahsederek kalbleri onlara iman etmeye davet ediyor ve çok ince dakik hakikatlardan söz edip, akılları onların marifetine çağırıyor. Elbette o mes’eleleri kalblerde yerleştirmek ve efkâr-ı âmmede o hakikatları tesbit etmek için muhtelif suretlerde ve mütenevvi’ üslûblarda tekrar etmek lâzımdır.
Altıncı Nokta: Kat’iyyen bil ki, her bir âyetin bir zahrı bir batnı, bir haddi, bir muttala’ı var; Ve herbir kıssanın çok vücuhu, ahkâmı, faydaları ve maksadları bulunur. İşte ayat-ı Kur’aniye, sureten tekrar gibi görünen hikayat ve kıssaları; meselâ bir yerde bir vecih için, başka yerde de başka bir vecih için zikreder. Hem meselâ, bir makamda bir hüküm için, başka bir makamda da başka bir hüküm için tekrar eder. Hem bir yerde bir fayda için, başka bir mahalde başka bir fayda için beyan eder. Hem bir surede başka bir maksad, diğer bir surede yine başka bir maksad için zikrediyor. Ve hakeza, Kur’an-ı Hakîm bu minval üzere gidiyor.
Yükleniyor...