اِعْلَمْ

Ey kardeş bil ki! Mana-yı ismîyle ve zatî bir kasdla şu dünya hayatına müteveccih olan kâfirlerin hikmet-i imhalinin bir kısmı şunlardır:

Birincisi: Sun’î bir terkibin neticesinde ıstıhsal ettikleri Cenab-ı Hakk’ın çeşitli renklerdeki nimetlerinin izharına hizmetleridir. İsterse onların şuurları da ermesin.

İkincisi: Cenab-ı Sani-i Hakîm’in güzel masnuatının mehasinlerini tanzim etmeleridir. Kendileri anlamasa dahi…

Üçüncüsü: Cenab-ı Hak Sübhanehu ve Teala’nın garaib-i san’atı üzerine gayet câlib bir tarzda nazar-ı dikkati celbederek onu teşhir etmeleridir. İsterse kendileri bunu düşünmeseler de… Lâakal saat gibi sana evkatı bildirir, amma kendisi ne yaptığını bilmez.

***


اِعْلَمْ

Ey kardeş bil ki! Muvaffak olabilene tarikat berzahına uğramadan zâhirden hakikata geçebilmesi mümkündür. (Yani tasavvuf tarikatı)

Evet ben, Kur’an’dan tarikatsız bir surette hakikata giden bir yol keşfettim. Hem ulûm-u âliye y[7³~ berzahına uğramadan da, maksud ilimlere ulaştıran bir yol buldum. Evet rahmet-i hâkimenin şânındandır ki, seri-üs seyr olan şu zamanın evlâdına böyle kısa ve selâmetli bir yolu ihsan etsin.

***


اِعْلَمْ

Ey kardeş bil ki; bir şeyin vücud ve hayatı nasılki kendi mûcidinin vücub-u vücuduna ve sıfatlarına bir bürhan-ı bâhirdir. Hem o mucidin vâhid olduğuna, yani: herşey O’nun olduğuna nuranî bir âyettir ve esbabın ellerini eşyaya müdahaleden kesen bir hüccet-i katıadır.

Yükleniyor...