ŞEMME
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ عَلَي رَحْمَتِهِ عَلَي الْعَالَمِينَ ر بِرِسَالَةِ
سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ مُحَمَّدٍ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَ عَلَي آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ
اِعْلَمْ
Bil ey kardeş! Şu âlem, gayb ve şehadet tabakalarının bütün envaıyla
لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ
deyip şehadet eder. Çünkü aralarındaki tesanüd, öyle iktiza eder.
Hem manzume-i şemsiye ve sair ecram gibi âlemin bütün erkânı, cemi-i envaıyla
لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ
diye şehadet eder. Zira o erkânların aralarındaki tenazür ile teşabüh böyle iktiza ediyor.
Hem bütün o rükünlerin, küre-i arz gibi umum azalarının erkânıyla
لَا مَالِكَ اِلَّا هُوَ
diye şehadet ediyor. Çünkü aralarındaki temasül ile ittihad-ı sikke öyle iktiza eder.
Hem bütün o azaların nebatat taifeleri ve hayvanat kabileleri gibi, bütün eczalarıyla
لَا مُدَبِّرَ اِلَّا هُوَ
diye şehadet eyler. Zira aralarındaki teavün ile iştibâk böyle iktiza etmektedir.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ عَلَي رَحْمَتِهِ عَلَي الْعَالَمِينَ ر بِرِسَالَةِ
سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ مُحَمَّدٍ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَ عَلَي آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ
اِعْلَمْ
Bil ey kardeş! Şu âlem, gayb ve şehadet tabakalarının bütün envaıyla
لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ
deyip şehadet eder. Çünkü aralarındaki tesanüd, öyle iktiza eder.
Hem manzume-i şemsiye ve sair ecram gibi âlemin bütün erkânı, cemi-i envaıyla
لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ
diye şehadet eder. Zira o erkânların aralarındaki tenazür ile teşabüh böyle iktiza ediyor.
Hem bütün o rükünlerin, küre-i arz gibi umum azalarının erkânıyla
لَا مَالِكَ اِلَّا هُوَ
diye şehadet ediyor. Çünkü aralarındaki temasül ile ittihad-ı sikke öyle iktiza eder.
Hem bütün o azaların nebatat taifeleri ve hayvanat kabileleri gibi, bütün eczalarıyla
لَا مُدَبِّرَ اِلَّا هُوَ
diye şehadet eyler. Zira aralarındaki teavün ile iştibâk böyle iktiza etmektedir.
Yükleniyor...