herşeyden istifade cihetleri nihayet kesrettedir. Hem Allah’ın askerleri dahi sonsuz ve adedsizdir.
وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ اِلَّا هُوَ
Demek saray-ı kâinatta ne ki varsa, onun üzerine hadsiz nazarlar bilâ-müzahamet toplanmaktadır. İşte o nazarlar ise, ecnas ve envaıyla kâinatı doldurup Cenab-ı Hakk’ı tesbih ve takdis eden sayısız ve hesabsız melaikeler.. ve aksam ve esnafıyla mütefekkir ve mütehayyir olan nihayetsiz cânn taifesi.. ve tavaif ve kabileleri ile kâinatı tekbir ve tehlil nağmeleriyle lebaleb eden ruhanî ve saire cinsleridir ki; eşyanın kesafet ve katılığı onları eşyanın cevflerini görmekten men’edemez; ve bir şeyin şuhudu, diğer şeyleri görmekten onları meşgul etmez bir tarz-ı hayattadırlar. Fakat bütün bu müşahedelerin en fevkindeki müşahede ise, herşeyin Sanii olan Zat-ı Zülcelal’in kendi san’atına karşı olan müşahede ve rü’yetidir. Ve keza insanlardan pek çok uyanık mü’minlerin nazarları, hattâ belki havaslarıyla mütehassis ve müteessir olan hayvanatın dahi nazarları vardır.
Eğer desen: Kâinat kitabının hangi âyetleridir ki, insandan başka böyle kâinat kitabının âyetlerinden ibret almakla, onlarda hayrete dalarak tefekkür ve tesbih eden taifelerin vücuduna delâlet etsin!.. Veya o kitabdan hangi satırdır ki, ona işaret ediyor?
Elcevab: O kitabın hikmet sahifesinden mizan satırındaki nizam âyetidir.
Acaba görmez misin ki, meselâ sen bir temsil mahalline gitsen (yani tiyatro ve piyes gibi şeylerin oynandığı bir yere) ve görsen ki; o salonun sahnesinde nazarların hayrete dalacağı pek çok garaib envaları ve kulakların çok hoşuna giden kesretli oyun sınıfları; ve akıl ve hayalin çok mütelezziz olacakları pek çok sihir ve şa’beze ve hokkabazlık kısımları ve hakeza, insanın hadsiz letaif ve havass ve hissiyatının mütelezziz olacak, her çeşit oyun garaibleri bulunuyor. Sonra o temsil yerinin salonuna baktın, gördün ki; kör, sağır, havass ve hissiyatı meflûç bir kaç çoluk çocuk bulunuyor. Onlardan pek azı o garib şeylerden telezzüz edebiliyor. Elbette zaruret-i örfiye ile düşünüp teyakkun edeceksin ki; bu perdelerin arkasında ve şu duvara asılan hicabların ardında çeşitli ezvak ve meşrebler sahibi pek çok akıllı zîşuur kimseler vardırlar ve selim
وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ اِلَّا هُوَ
Demek saray-ı kâinatta ne ki varsa, onun üzerine hadsiz nazarlar bilâ-müzahamet toplanmaktadır. İşte o nazarlar ise, ecnas ve envaıyla kâinatı doldurup Cenab-ı Hakk’ı tesbih ve takdis eden sayısız ve hesabsız melaikeler.. ve aksam ve esnafıyla mütefekkir ve mütehayyir olan nihayetsiz cânn taifesi.. ve tavaif ve kabileleri ile kâinatı tekbir ve tehlil nağmeleriyle lebaleb eden ruhanî ve saire cinsleridir ki; eşyanın kesafet ve katılığı onları eşyanın cevflerini görmekten men’edemez; ve bir şeyin şuhudu, diğer şeyleri görmekten onları meşgul etmez bir tarz-ı hayattadırlar. Fakat bütün bu müşahedelerin en fevkindeki müşahede ise, herşeyin Sanii olan Zat-ı Zülcelal’in kendi san’atına karşı olan müşahede ve rü’yetidir. Ve keza insanlardan pek çok uyanık mü’minlerin nazarları, hattâ belki havaslarıyla mütehassis ve müteessir olan hayvanatın dahi nazarları vardır.
Eğer desen: Kâinat kitabının hangi âyetleridir ki, insandan başka böyle kâinat kitabının âyetlerinden ibret almakla, onlarda hayrete dalarak tefekkür ve tesbih eden taifelerin vücuduna delâlet etsin!.. Veya o kitabdan hangi satırdır ki, ona işaret ediyor?
Elcevab: O kitabın hikmet sahifesinden mizan satırındaki nizam âyetidir.
Acaba görmez misin ki, meselâ sen bir temsil mahalline gitsen (yani tiyatro ve piyes gibi şeylerin oynandığı bir yere) ve görsen ki; o salonun sahnesinde nazarların hayrete dalacağı pek çok garaib envaları ve kulakların çok hoşuna giden kesretli oyun sınıfları; ve akıl ve hayalin çok mütelezziz olacakları pek çok sihir ve şa’beze ve hokkabazlık kısımları ve hakeza, insanın hadsiz letaif ve havass ve hissiyatının mütelezziz olacak, her çeşit oyun garaibleri bulunuyor. Sonra o temsil yerinin salonuna baktın, gördün ki; kör, sağır, havass ve hissiyatı meflûç bir kaç çoluk çocuk bulunuyor. Onlardan pek azı o garib şeylerden telezzüz edebiliyor. Elbette zaruret-i örfiye ile düşünüp teyakkun edeceksin ki; bu perdelerin arkasında ve şu duvara asılan hicabların ardında çeşitli ezvak ve meşrebler sahibi pek çok akıllı zîşuur kimseler vardırlar ve selim
Yükleniyor...