elindeki ayinedeki hane ve sana ait şehir ve bahçe, yalnız ayinenin sana verdiği mikyas ve mizan iledir.
Senin hayatın ve ömrün, bir ayinedir. Senin dünyanın direği ve ayinesi ve merkezi, senin ömrün ve hayatındır. Her dakikada o hane ve şehir ve bahçenin ölmesi mümkün ve harab olması muhtemel olduğundan, her dakika senin başına yıkılacak ve senin kıyametin kopacak bir vaziyettedir. Madem öyledir; sen, bu hayatına ve dünyana, çekemedikleri ve kaldıramadıkları yükleri yükletme!..
***
اِعْلَمْ
Bil ki: Ekseriyetle Fatır-ı Hakîm’in âdetidir; ehemmiyetli ve kıymetdar şeyleri aynıyla iade ediyor. Yani, ekser eşyanın misliyle tazelenmesi; mevsimlerin tebeddülünde, asırların değişmesinde, o kıymetdar ehemmiyetli şeyleri aynıyla iade ediyor. Yevmî ve senevî ve asrî haşirlerin umumunda, şu kaide-i âdetullah ekseriyetle muttarid görünüyor.
İşte bu sabit kaideye binaen deriz: Madem fünûnun ittifakıyla ve ulûmun şehadetiyle, hilkat şeceresinin en mükemmel meyvesi insandır. Ve mahlukat içinde en ehemmiyetli insandır. Ve mevcudat içinde en kıymetdar insandır. Ve insanın bir ferdi, sair hayvanatın bir nev’i hükmündedir. Elbette kat’î bir hads ile hükmedilir ki, haşir ve neşr-i ekberde beşerin herbir ferdi; aynıyla, cismiyle, ismiyle, resmiyle iade edilecektir.
***
اِعْلَمْ
Ey câhil ve mağrur nefsim bil ki: Her bir makamın, her bir mertebenin bir gölgesi, belki üstüste müretteb çok gölgeleri bulunabilir. (Şu halde zıll ile aslı birbiriyle iltibas etmemek gerektir. Çünkü) zıll nerede, asıl nerede?
Evet acaba bir adam, bir padişahın serir-i saltanatının aksini kendi altındaki su içinde görse veyahut rüyasında kendini bir padişahın tahtına oturmuş görse, kendini padişah veya padişahla müsavi zannetmesi..
Senin hayatın ve ömrün, bir ayinedir. Senin dünyanın direği ve ayinesi ve merkezi, senin ömrün ve hayatındır. Her dakikada o hane ve şehir ve bahçenin ölmesi mümkün ve harab olması muhtemel olduğundan, her dakika senin başına yıkılacak ve senin kıyametin kopacak bir vaziyettedir. Madem öyledir; sen, bu hayatına ve dünyana, çekemedikleri ve kaldıramadıkları yükleri yükletme!..
اِعْلَمْ
Bil ki: Ekseriyetle Fatır-ı Hakîm’in âdetidir; ehemmiyetli ve kıymetdar şeyleri aynıyla iade ediyor. Yani, ekser eşyanın misliyle tazelenmesi; mevsimlerin tebeddülünde, asırların değişmesinde, o kıymetdar ehemmiyetli şeyleri aynıyla iade ediyor. Yevmî ve senevî ve asrî haşirlerin umumunda, şu kaide-i âdetullah ekseriyetle muttarid görünüyor.
İşte bu sabit kaideye binaen deriz: Madem fünûnun ittifakıyla ve ulûmun şehadetiyle, hilkat şeceresinin en mükemmel meyvesi insandır. Ve mahlukat içinde en ehemmiyetli insandır. Ve mevcudat içinde en kıymetdar insandır. Ve insanın bir ferdi, sair hayvanatın bir nev’i hükmündedir. Elbette kat’î bir hads ile hükmedilir ki, haşir ve neşr-i ekberde beşerin herbir ferdi; aynıyla, cismiyle, ismiyle, resmiyle iade edilecektir.
اِعْلَمْ
Ey câhil ve mağrur nefsim bil ki: Her bir makamın, her bir mertebenin bir gölgesi, belki üstüste müretteb çok gölgeleri bulunabilir. (Şu halde zıll ile aslı birbiriyle iltibas etmemek gerektir. Çünkü) zıll nerede, asıl nerede?
Evet acaba bir adam, bir padişahın serir-i saltanatının aksini kendi altındaki su içinde görse veyahut rüyasında kendini bir padişahın tahtına oturmuş görse, kendini padişah veya padişahla müsavi zannetmesi..
Yükleniyor...