tağyir edebilmesi dahi, ona başka bir nevi külliyet veriyor. Bu noktadan insanın bir ferdi, âdeta nev’un münhasirun fişşahıs’tır.
Hem mü’minin duası, umum ehl-i semavat ve arza şamil olması işaretiylede; bir şahıs, iman vasıtasıyla bir âlem gibi olabilir, yada, o âlemin merkezi olur. Binaenaleyh, hayvanatın bir nev’inde cereyan eden her sene göz önündeki mükerrer nev’î kıyametler, bir hads-i kat’î ile insanın herbir ferdinde cereyan etmektedir.
Eğer misal istersen, Cenab-ı Allah’ın âsâr-ı rahmeti olan, her senede yeniden tazelenen, birbirine emsal meyve ve semerelerine -ki âdeta o giden semerelerin aynısıdırlar- ve hevam ve haşaratın envaındaki kemal-i sühuletle vukua gelen haşirlerine bak!
İşte âlem kitabı, şu meşhud âyât-ı tekviniyesi ile; ebna-i beşer için bir kıyamet-i kübra kıyam bulacağına kat’iyyen delâlet ediyor. Nasılki Kur’an dahi kendi ayat-ı tenziliyesiyle bu hakikatı gösterip delâlet etmektedir. Hem kıyametin delail-i akliyelerini, Arabî İşarat-ül İ’caz’ın 20. sahifeden tâ 24. sahifesine kadar olan kısmında ve Nokta Risalesi’nin 3. Babında zikretmişim. İstersen onlara müracaat et. Evet, o iki kitabdaki delail, sendeki vesveseleri tardedip evhamı uçurabilecek kuvvettedirler.
***
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki; sen Kur’anın istimaında bulunduğun zaman, onun çeşitli tavırlar ve perdeler üzerindeki muhtelif etvarlı nagamatının herbirisi için; ve irşadî olan mütenevvi’ mertebelerine göre; ve Cebrail’den (A.S.) tâ ondan dinlediğin adama kadar olan vesaitin hissiyatıyla insibağ alan derecelerine muvafık olarak her mevkiye münasib bir tarz-ı libas giyerek dinleyebilirsin.
Meselâ sen, kendi meclisinde kulağınla dinlediğin adamdan geçerek, tâ nübüvvet şahikasının zirvesinde oturup arz meclisinde ebna-i cinsi olan benî-Âdeme ve başkasına (cinn ve ruhanilere) Kur’anı okuyan Hazret-i Muhammed’den de (A.S.M.) dinleyebilirsin. Hem tâ Cebrail’in (A.S.) Cenab-ı Peygamber’e (A.S.M.) ufk-u a’lâdan hitab ederken dahi istima’ edebilirsin. Daha daha, tâ Mütekellim-i Ezelî’nin yetmişbin hicab arkasından kabekavseyn-i ev edna’da Peygamberimizle (A.S.M.)
Hem mü’minin duası, umum ehl-i semavat ve arza şamil olması işaretiylede; bir şahıs, iman vasıtasıyla bir âlem gibi olabilir, yada, o âlemin merkezi olur. Binaenaleyh, hayvanatın bir nev’inde cereyan eden her sene göz önündeki mükerrer nev’î kıyametler, bir hads-i kat’î ile insanın herbir ferdinde cereyan etmektedir.
Eğer misal istersen, Cenab-ı Allah’ın âsâr-ı rahmeti olan, her senede yeniden tazelenen, birbirine emsal meyve ve semerelerine -ki âdeta o giden semerelerin aynısıdırlar- ve hevam ve haşaratın envaındaki kemal-i sühuletle vukua gelen haşirlerine bak!
İşte âlem kitabı, şu meşhud âyât-ı tekviniyesi ile; ebna-i beşer için bir kıyamet-i kübra kıyam bulacağına kat’iyyen delâlet ediyor. Nasılki Kur’an dahi kendi ayat-ı tenziliyesiyle bu hakikatı gösterip delâlet etmektedir. Hem kıyametin delail-i akliyelerini, Arabî İşarat-ül İ’caz’ın 20. sahifeden tâ 24. sahifesine kadar olan kısmında ve Nokta Risalesi’nin 3. Babında zikretmişim. İstersen onlara müracaat et. Evet, o iki kitabdaki delail, sendeki vesveseleri tardedip evhamı uçurabilecek kuvvettedirler.
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki; sen Kur’anın istimaında bulunduğun zaman, onun çeşitli tavırlar ve perdeler üzerindeki muhtelif etvarlı nagamatının herbirisi için; ve irşadî olan mütenevvi’ mertebelerine göre; ve Cebrail’den (A.S.) tâ ondan dinlediğin adama kadar olan vesaitin hissiyatıyla insibağ alan derecelerine muvafık olarak her mevkiye münasib bir tarz-ı libas giyerek dinleyebilirsin.
Meselâ sen, kendi meclisinde kulağınla dinlediğin adamdan geçerek, tâ nübüvvet şahikasının zirvesinde oturup arz meclisinde ebna-i cinsi olan benî-Âdeme ve başkasına (cinn ve ruhanilere) Kur’anı okuyan Hazret-i Muhammed’den de (A.S.M.) dinleyebilirsin. Hem tâ Cebrail’in (A.S.) Cenab-ı Peygamber’e (A.S.M.) ufk-u a’lâdan hitab ederken dahi istima’ edebilirsin. Daha daha, tâ Mütekellim-i Ezelî’nin yetmişbin hicab arkasından kabekavseyn-i ev edna’da Peygamberimizle (A.S.M.)
Yükleniyor...