ben de bir güneş olmadım desin. Veyahut bir arı Saniine desin: Neden beni semeredar bir ağaç halketmedin?

Evet senin altındakiler, yani sana verilmiş bütün ni’met mertebeleri hep vuku’attır. Fakat senin üstündekiler ise, imkânatın ademleridir ki, mümteniat gibi şeylerdir.

***


اِعْلَمْ يَ اَنَ

Bil ey ene! Seni helakete götüren ve havalandıran ve evhamlandıran ve maskara eden ve zelil kılan ve dalalete atan hal ve şey ise budur ki; sen her hak sahibinin hakkını hakkı olduğu mikdarca vermiyorsun.. ve kaldırabileceği yükü yüklemiyorsun. Belki ifrat ve tefrit ile –meselâ- bir taburun umum neferlerine ait bütün levazımatı, o taburun mümessili olan bir nefere yüklüyorsun. Hem bir katrenin göz bebeğinde parlayan veya bir çiçeğin yüzünde cilvelenen güneşin bir timsalinde; seyyarat meyveleriyle müsemmer olan güneş ağacının bütün azametini taharri ediyorsun.

Evet, katre ve çiçek, güneşi tavsif ederler.. Fakat onunla muttasıf olamazlar.

***


اِعْلَمْ

Ya ahî bil ki; (sendeki) mülk Allah’ındır ve O’nun emanetidir ve hem onu senden satın alıyor ve alacak. Öyle ise, merakta fayda yoktur ve de baki kalmayacak bir şeyin hayrı da yoktur. Madem öyledir, zinhar Malik-ül Mülk ile ettiğin ahd ü peymanı bozma! Hem (nasihat için) sana ölüm kâfidir.

Evet, baki bir hayata incirar edecek olan mevt, ölüme değişecek olan şu hayattan daha evla ve hayırlıdır.

***


اِعْلَمْ

Ey kardeş bil ki; aynada görünen şeyin sureti, nasılki ne ayndır, ne de gayr.. Aynı zamanda hem ayndır, hem de gayr.. Evet o suret, aynanın melekûtunun mazrufu olması cihetinde, ayndır. Onun

Yükleniyor...