âyetinin işaret ettiği onun şu hatemine bak ki; yeryüzünü baharda diriltmek keyfiyetinde öyle acib bir haşir ve garib bir neşir vardır ki; üçyüz binden ziyade nevilerin ki, o nevilerden ekserisinin bir senedeki bir nev’inin ferdleri, insan nev’inin dünyadaki bütün efradından daha çok iken, ihya-yı arz içinde haşrolup kıyam ediyorlar. Fakat bir hikmet-i hafiye için ekseriyetle aynı ile değil, belki ayniyet gibi bir misliyetle iade edilirler.

Her ne ise, ne şekil iade edilirlerse edilsinler, beşer haşrinin kolaylığına delâlet etmelerinde ve neşre misaller ve haşre işaretler olmalarında bir beis olmaz.

Demekki, nihayet derecede girift ve karışık olan şu muhtelif ve müştebik çok nevilerin nihayet derecede imtiyaz içinde diriltilmeleri ve hiç sakatlık yapmadan yanlışsız ve karıştırılmıyarak hatasız olarak kemal-i temyiz ile iadeleri, elbette ilmi muhit, kudreti nihayetsiz bir zatın bir hâtem-i hassıdır.

Hem sath-ı arz sahifesinde üçyüzbin –belki daha çok– muhtelif ayrı ayrı kitabları karışık vaziyette iken, lâkin nihayet intizam içinde karıştırılmadan sehivsiz yazılmaları, hem iç içe girift ve sarışık, sarmaşık iken, kusursuz, noksansız bir tarzda son derece intizam ile kaydedilmeleri ve birbirlerine mümtezic ve kaynaşmış iken, ayıbsız, noksansız bir surette nihayet derecede ayrılık ve teşhis ile fasledip yazılmaları; elbette ve ancak herşeyin melekûtu elinde ve herşeyin anahtarı yanında ve hiçbir şey, onu hiçbir şeyden meşgul etmiyen bir zatın hâs bir sikkesi olabilir.

Ey haşri istib’ad ile inkâr eden adam! Bak nasıl altı hafta zarfında ki ihya-yı arz keyfiyetinde, haşrin yüzbinler nümune ve misallerini görüyorsun. Öyle ise, senin bu istib’ad-ı inkârîdeki misalin şöyle bir adama benzer ki; mu’cizekâr bir zatın; suretleri çürümüş, mahvolmuş birçok kitabları bir saat zarfında hâfızasından yazdığını, yahutta suretleri bozulmuş, mahvolmuş olan o kitabların benzerlerini yeniden te’lif ettiğini gözü ile gördüğü halde, birisi o adama dese: “Şu kâtib, senin suya düşmüş olan kitabın -ki, kendisi onu te’lif etmiştir- bir anda aynısını hâfızasından yazacaktır.” O ise: “Hâyır, bu olamaz. Nasıl olur, bütün harfleri bozulmuş olan bir kitab, bir anda yeniden yazılsın, mümkün değildir.”der, o mu’cizekâr, kadir ve hafîz kâtibi kendi âciz ve cahil nefsi ile kıyas eder.

Yükleniyor...