اِعْلَم
Ey kardeş bil ki! Cenab-ı Hakk’ın insana in’am ettiği herbir ni’metin birer şartı, birer anahtarı vardır. O nimetlerden bir kısmı afakî, bir kısmı da enfüsîdir. Meselâ Cenab-ı Allah ziya, hava, gıda ve sadayı in’am etmekle; bunlardan istifadeyi de göz, burun, ağız, kulak ve hakeza hasselerin açılmasına bağlamıştır. Halbuki (zâhiren) kesbimizden olan şu enfüs âletlerinin açılması, yine ancak Allahü Teâlâ’nın halk ve icadıyla hasıl oluyor. Öyle ise ey gafil, bu nimetleri kıymetsiz ve ehemmiyetsiz şeylerden sayarak, istediğin gibi minnetsiz ve hesap vermeyi düşünmez bir tarzda, onların içinde oynayasın değildir. Belki ancak onları in’am edenin kasdıyla sana sevkedilip gönderiliyor. Sen yalnız ihtiyarınla hazır lokma gibi yiyorsun. Yedikten sonra da, onları ihsan edenin iradesiyle senin vücudunun ihtiyaç yerlerine göre kemal-i hikmetle intişar edip tevzi olunmaktadırlar.
,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki! Eşyanın netice ve nihayetleri; evvel ve ibtidalarındaki intizam ve ittikandan daha az intizam ve ittikanlı değillerdir. Onların zâhirleri ve suretleri de bâtınlarından daha güzel, san’atlı ve hikmetli değillerdir. Öyle ise, eşyanın âhirlerini ve iç yüzlerini boş ve ehemmiyetsiz sanarak tesadüfün eli, onlarla oynadığını zannetme.
Görmez misin ki; meyve ile çiçek, çekirdekten çıkıp yeşeren bir ağacın gövdesinden daha çok açık hikmetlidirler. Öyle ise Sâni’ (C.C.)
هُوَ الْاَوَّلُ وَاْÀلاخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
dir.
,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş, kat’iyyen bil ki! Kur’anın i’caz-ı mu’cizidir onu tahriften muhafaza etmiş!.. Evet hiç bir müfessirin, yahut müellifin, yahut mütercimin veyahut tahrifçinin veya başkasının sözleri, Kur’anın âyetleriyle iltibas olunmaya veya onlar âyetlerin i’cazkâr libas-ı üslûbunu
Ey kardeş bil ki! Cenab-ı Hakk’ın insana in’am ettiği herbir ni’metin birer şartı, birer anahtarı vardır. O nimetlerden bir kısmı afakî, bir kısmı da enfüsîdir. Meselâ Cenab-ı Allah ziya, hava, gıda ve sadayı in’am etmekle; bunlardan istifadeyi de göz, burun, ağız, kulak ve hakeza hasselerin açılmasına bağlamıştır. Halbuki (zâhiren) kesbimizden olan şu enfüs âletlerinin açılması, yine ancak Allahü Teâlâ’nın halk ve icadıyla hasıl oluyor. Öyle ise ey gafil, bu nimetleri kıymetsiz ve ehemmiyetsiz şeylerden sayarak, istediğin gibi minnetsiz ve hesap vermeyi düşünmez bir tarzda, onların içinde oynayasın değildir. Belki ancak onları in’am edenin kasdıyla sana sevkedilip gönderiliyor. Sen yalnız ihtiyarınla hazır lokma gibi yiyorsun. Yedikten sonra da, onları ihsan edenin iradesiyle senin vücudunun ihtiyaç yerlerine göre kemal-i hikmetle intişar edip tevzi olunmaktadırlar.
,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki! Eşyanın netice ve nihayetleri; evvel ve ibtidalarındaki intizam ve ittikandan daha az intizam ve ittikanlı değillerdir. Onların zâhirleri ve suretleri de bâtınlarından daha güzel, san’atlı ve hikmetli değillerdir. Öyle ise, eşyanın âhirlerini ve iç yüzlerini boş ve ehemmiyetsiz sanarak tesadüfün eli, onlarla oynadığını zannetme.
Görmez misin ki; meyve ile çiçek, çekirdekten çıkıp yeşeren bir ağacın gövdesinden daha çok açık hikmetlidirler. Öyle ise Sâni’ (C.C.)
هُوَ الْاَوَّلُ وَاْÀلاخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
dir.
,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş, kat’iyyen bil ki! Kur’anın i’caz-ı mu’cizidir onu tahriften muhafaza etmiş!.. Evet hiç bir müfessirin, yahut müellifin, yahut mütercimin veyahut tahrifçinin veya başkasının sözleri, Kur’anın âyetleriyle iltibas olunmaya veya onlar âyetlerin i’cazkâr libas-ı üslûbunu
Yükleniyor...