,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki! Ecellerin adem-i taayyününde bulunan faidelerin kesreti, ilm-i Bari’de onların muayyen olduğuna nurlu bir delildir. Eğer ecellerin vakti muayyen olmuş olsaydı, ilm-i Bari’ cihetinden onların adem-i taayyünü tevehhüm olunacaktı ki; o zaman, o taayyün, kanun-u tabiîye (fıtrîye) tefvizi ile tevehhüm edilecekti. Binaenaleyh, ecellerin iki hadd-i muayyen ortasında taayyün etmemesiyle, vehmin hakkı yoktur ki, ilm-i Bari’de dahi adem-i taayyününü iddia etsin.
,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki! Zikrin şe’ni odur ki, şeair-i İslâmiyeden olsun. Şeair ise, riya ve gösterişin elleri ona ulaşamaz, kasırdır.
,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki! Kelime-i tevhidin tekrarı, kalbi çeşitli alâkalardan ve bâtıl ma’budlar tabakatından tecrid etmek içindir.
Evet, çünki zâkir olan kimsede, latifelerden çok neviler ve havastan çok tabakalar vardır ki, bunların herbirisiyle münasebettar olan şirklerden kurtarmak üzere, herbir
لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ
kelime-i tevhidiyesi birer tevhid ve tecrid ifade ederler.
,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki! Meselâ: Okunan bir Fatiha-yı Şerife, emvatın ruhlarına ihda edilirken, onun misl-i sevabı bir ile binlere veya milyonlara gitmekte bir fark olmaz. Evet nasılki telaffuz edilen bir kelimenin işitilmesinde, bir ile binler müsavidir. Bu da latif şeylerin
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki! Ecellerin adem-i taayyününde bulunan faidelerin kesreti, ilm-i Bari’de onların muayyen olduğuna nurlu bir delildir. Eğer ecellerin vakti muayyen olmuş olsaydı, ilm-i Bari’ cihetinden onların adem-i taayyünü tevehhüm olunacaktı ki; o zaman, o taayyün, kanun-u tabiîye (fıtrîye) tefvizi ile tevehhüm edilecekti. Binaenaleyh, ecellerin iki hadd-i muayyen ortasında taayyün etmemesiyle, vehmin hakkı yoktur ki, ilm-i Bari’de dahi adem-i taayyününü iddia etsin.
,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki! Zikrin şe’ni odur ki, şeair-i İslâmiyeden olsun. Şeair ise, riya ve gösterişin elleri ona ulaşamaz, kasırdır.
,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki! Kelime-i tevhidin tekrarı, kalbi çeşitli alâkalardan ve bâtıl ma’budlar tabakatından tecrid etmek içindir.
Evet, çünki zâkir olan kimsede, latifelerden çok neviler ve havastan çok tabakalar vardır ki, bunların herbirisiyle münasebettar olan şirklerden kurtarmak üzere, herbir
لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ
kelime-i tevhidiyesi birer tevhid ve tecrid ifade ederler.
,* * *
اِعْلَمْ
Ey kardeş bil ki! Meselâ: Okunan bir Fatiha-yı Şerife, emvatın ruhlarına ihda edilirken, onun misl-i sevabı bir ile binlere veya milyonlara gitmekte bir fark olmaz. Evet nasılki telaffuz edilen bir kelimenin işitilmesinde, bir ile binler müsavidir. Bu da latif şeylerin
Yükleniyor...