etmekteki rahmet-i vasia; ve terbiyelerindeki irzak ve iaşe-i şâmile; ve Fatır-ı Zülcelallerinin şuûnat-ı zatiyesine mazhar olan acib-üs san’at bir hayat; ve onları süslemek ve güzelleştirmek fiili içindeki kasdî bir mehasin; ve onların zevalleriyle beraber bir cemal-i mücerredden in’ikas edip üstlerinde cilvelenen bir tecelli-i daimî ve mabudlarına karşı kalblerindeki aşk-ı sâdık ve cezbelerindeki zâhir incizab; ve bütün kümmelîn evliyasının, mevcudat Fatırının vahdetine dair olan ittifakları ve mevcudatın eczalarında görülen maslahatkârane bir tasarruf ve nebatatındaki hikmetdarane tedbir; ve hayvanatında görülen kerimane bir terbiye; ve erkânının tagayyüratındaki gayet mükemmelane intizam; ve intizamının külliyetindeki pek cesîm gayeler ve gayet kemaldeki hüsn-ü san’atlarıyla beraber maddeye ve müddete ihtiyac göstermeden def’aten hudûsları; ve imkânatlarındaki tereddüdlerinin adem-i tahdidiyle beraber, zatlarında görünen gayet hakîmane bir teşahhus; ve gayet kesretli ve mütenevvi’ ihtiyaçlarıyla beraber, o metalib ve ihtiyacatın en küçüğüne elleri yetişmediği halde, lâyık ve münasib evkatta umulmadığı ve düşünülmediği bir tarzda kaza edilip ellerine verilmesi; ve maden-i zaaflarında görünen mutlak bir kuvvetin âsârı; ve aczlerinin menbaında cilvelenen bir kudret-i mutlakanın tezahürü; ve cümudiyetleri içinde parlayan zâhir bir hayat; ve cehlleri içinde açığa vuran bir şuur-u muhit; ve tagayyür etmeyen gayr-ı mutagayyer bir mugayyirin vücudunu istilzam eden tagayyürlerindeki hârika bir intizam-ı mükemmel; ve merkezi müttehid, mütedahil daireler gibi tesbihatlarındaki ittifak; ve lisan-ı istidad ve lisan-ı ihtiyac-ı fıtrî ve lisan-ı ıztırar ile üç nevi duaların her zaman makbuliyetleri; ve ibadetlerinde mazhar oldukları füyûzat ve müşahedat ve münacat; ve onların her iki kaderleri olan mukadderat-ı hayatiye tabir edilen hayatlarında geçirdikleri ahval; ve etvarlarındaki intizam; ve Fatırlarının zikriyle kesbettikleri itmi’nan; ve ibadetin mebde’ ve müntehaları arasındaki hayt-ı vuslat oluşu; ve o ibadet, kemallerinin zuhuruna sebeb olması; ve o ibadetle Sani’lerinin makasıdları tahakkuk etmesine bir medar ve hakeza bütün kâinat sair şuunatıyla ve etvar ve keyfiyatıyla; bir tek Müdebbir-i Hakîm’in tedbirinde olduğuna şahidlerdir. Hem Ehad ve Samed olan birtek Mürebbi-i Kerim’in terbiyesinde olduğuna alâmetlerdir ve hey’et-i mecmuasıyla her hepsi bir tek seyyidin hizmetçileridirler. Ve bir tek mutasarrıfın taht-ı tasarrufundadırlar ve masdarları vâhid ve tek bir kuvvet olup, mevcudat
Yükleniyor...