Üçüncü Bab

(“Elhamdülillah” Beyanındadır.)





(1) Bu mühim bab, mufassal bir surette Arabî Rehber’de neşredildiğinden bu risalede mücmelen yazıldı. –Müellif–

Hz. Üstad’ın şu hâşiyesinden ilk nazarda bu bab, Katre Risalesi’nin aslında mufassalan yazılmış iken, bilâhare Arabî Gençlik Rehber’inde (yani teksirle çoğaltılan ilk tip Arabî Rehber’de) neşredildiğinden Mesnevî’nin burasında icmali bırakılıp tafsili de Arabî Rehber’e alınmış zannedilir. Halbuki Katre’nin ilk aslında da, burada mevcud olan aynı tarzı ile yazılmış ve tab’edilmiştir. Şekil ve muhteva itibariyle de buradaki ile oradaki birbirinden farklıdırlar. Bilâhare Mesnevî-i Arabî’nin içine Katre Risalesi olarak dercedilirken de aslındaki aynı şekil herhangi bir ilave veya eksiltme yapılmadan olduğu gibi dercedilmiştir… Şu halde, şuradaki hâşiyeden murad ise; daha tafsilini arzu edenler, Arabî olan o Rehber’e müracaat edebilirler demektir.

Merhum Molla Abdülmecid Efendi, Yirmidokuzuncu Lem’a-i Arabiye’nin İkinci Babı olarak te’lif edilen ve şimdi Ettefekkür-ul İmaniyyür Refi’ kitabının 33. sahifesinde yer alan “Hamd”e dair o mufassal babı, Türkçe’ye tercüme etmiş ve Şualar Mecmuası’nın âhirinde dercedilmiştir. (Mütercim)

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ

Hamd olsun o Allah’a ki, umum şu âlemler kalî ve halî olan bütün dilleriyle onun sıfat-ı kemaliyesini izhar ederek ona hamd ü sena ederler. Çünkü bu âlemler; envalarıyla, erkânlarıyla, azalarıyla, eczalarıyla, zerratlarıyla ve esîrleriyle, her hepsi hudûs ve imkânat dilleriyle ve ihtiyacât, iftikarât lisanlarıyla ve sonderece hikmetli yapılışları dilleriyle ve san’atkârane olan hilkatleri lisanıyla ve nizam, müvazene ve ittikan ve kemalât ve ibadetleri ve tesbihatları lisanlarıyla onun evsaf-ı celalini yâd edip tesbih eden lisanlar olarak; onun Vâcib-ül Vücud, Kadîm-i Sermedî, Ezelî ve Ebedî, Vâhid-i Ehad, Ferd-i Samed, Aziz-i Cebbar, Mütekebbir-i Kahhar olduğunu ilan edip tesbih ediyorlar.

____________________________________

Yükleniyor...