İkinci Bab

“Sübhanallah” Beyanındadır

(1) Bu “Sübhanallah Babı”nın izahı 29.Lem’ada ve sair yerlerde bulunduğundan burada muhtasar yazıldı.

–Müellif









Tesbih ve takdis ederiz o zatı ki, kudret-i zatiyesi ile Kadir-i Mutlaktır ve acz ve ihtiyaçtan takaddüs ve tenezzüh eden bir Ganiyy-i Mutlaktır.

Sübhandır o Allah ki, zatında, sıfatında, ef’alinde naks ve kusurdan takaddüs ve tenezzüh eden bir Kâmil-i Mutlaktır. Evet onun eserlerindeki kemal, onun kemal-i ef’aline; o da kemal-i esmasına; o da kemal-i evsafına; o da kemal-i zatına delildir (C.C.). Belki kâinat ve masnuatın mecmuundaki umum kemal ve cemal, onun kemal ve cemaline nisbeten ancak zaif bir gölge olduğu hads-i sâdıkla ve bürhan-ı katı’la ve ehl-i keşf ve şuhudun azîm olan cemaatlerinin keşif ve zevk ve şuhud ve müşahedede müttefikane, mütevatirane icma’larıyla sabittir. Yani kâinattaki kemalât, belki bütün ekvan, Vâcib-ül Vücud’un envar-ı esmaiyesinin gölgeleridir diye hükmetmişlerdir.

سُبْحَانَ اللّٰهِ

Takdis ve tesbih ederiz o zatı ki, Zat-ı Uluhiyeti şeriklerden münezzeh ve mukaddes bir Vâhid-i Ehad’dir. Evet onun mülkünde şeriki yoktur. Çünkü kâinattaki bütün âsâr-ı san’at, tek-tek ve hey’et-i mecmuası ile, vahdanî bir eser göstermektedir. O ise, bu eserler birtek müessir-i zi-l iktidarın vücûb ve vahdetini gösterirler. Ve keza rububiyetinde dahi şeriki yoktur. Çünkü, kâinatın bütün tedbir ve idareleri bir tek kalemi gösteriyorlar. Ve keza uluhiyetinde de şeriki olmaz. Çünkü uluhiyetin lâzımı, bizzat infirad ve istiklâldir. (Yoksa saltanat-ı rububiyet tahakkuk ve takarrur edemez.)

Sübhandır o Allah ki, muîn ve vezirleri ittihaz etmekten ve onlara muhtaç olmaktan münezzeh ve mukaddes bir Vâcib-ül Vücud’dur. Aksi takdirde bir kudret-i kâmilenin içine mümkin ve mütenâhî bir vasıta ile

____________________________________



Yükleniyor...