mü’minin münacâtı için miracı hükmündedir. Öyle ise, her kalbin bu ilahî da’vetlere müştak olması lazımdır.

Ve keza, Namazda: Adalet-i İlahiye Kanununa karşı itaatı tesis etmek ve Rabbanî nizama imtisali temin etmek için, Kalblerde Sani’in azamet ve heybetini idame etmek ve akılları ona tevcih eylemek manaları da bulunmaktadır. İnsan ise, –insan olduğu ve fıtratıyla medenî bulunduğu için– o kudsî idameye daima muhtaçtır.

İşte, veyl ve hasaretler namazı terkedenler’in başına.. Ve hüsranlar, zarar ve ziyanlar ona karşı tenbellik edenlere.. ve cehaletler ve câmidlikler onun kıymetini bilmeyenlere olsun!.. Ve bu’d, aşağılık, kötülük, hakaretler de, namazı beğenmeyenlere olsun!..

Ammaö

وَ مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ

cümlesi ise, bunun üstteki cümle ile münasebeti, nazm ve diziliş ciheti de şöyledir: Nasıl ki “Namaz” Dinin direği

{ Hadisin mehazı için bak: R.N.K. 2. baskı sh: 362, Sıra no: 6 MütercimM}

ve dinin Kıvamı da onunladır; onun gibi zekât dahi İslâmın kantarası

{ Bu hadisin me’hazleri için bak: R.N.K. 2. baskı sh. 810, Sıra no 833 MütercimM}

ve köprüsü olup, ehl-i İslâm arasında olan yardımlaşma ancak bu köprüden geçer.

Lâkin zekat’ın ve sadakanın layık yerine düşebilmesi için, elbetteki bazı şartları olacaktır. O şartlar bunlardır:

irinci Şart: Tasadduk eden, (sadaka veren) kişinin sadakada israfa girmemesi lazımdır ki, sonra yerinde oturup kara kara düşünmesin.

�kinci Şart: Bundan alıp, şuna vermek değil, kendi öz malından vermektir.

�çüncü Şart: Sadakayı verirken, minnet etmemek ve zekât verilenin başına kakmamak..

ördüncü Şart: Sadaka ve zekât verirken, fakirleşeceğim diye korkmamak..

eşinci Şart: Sadaka ve zekâtı sadece mal’a mahsus bırakmamak; ilim ile, fikir ile ve fiil ile de işleyip genişletmek..

 /  
505
Yükleniyor...