ltıncı Şart: Sadaka ve zekatı alanın sefahette ve lüzumsuzluklarda sarfetmeyip, nafakasında ve zarurî ihtiyaçlarında sarfeylemektir.

İşte, bu nüktenin ihsan edilmesi; ve şu zekâtın kabul şartlarının hissettirilmesi için, Kur’an-ı Hakîm

يَتَصَدَّقُونَ ıه وَ مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ

ye, ya da

يُزَكُّونَ

ye ve diğerlerine tercih etmekle, fehimlere pek mühim bir tasaddukta bulunmuştur.

TAHLİL

Ayetin başında da

مِمًّ

daki baziyet

مِنْ

ile israfın reddine işaret olduğu gibi;

مِمًّ

nın takdim edilmesiyle sadaka ve zekatın kendi öz malından verilmesine ve

رَزَقْنَ

ile fakiri minnet esareti altında bırakmayı men’edip, kesip attığına işaret etmektedir. Yani: malı veren Allahtır, sen arada bir vasıtasın.

Hem rızkı

رَزَقْنَ

daki

نَ

ya isnad etmekle, (Yani ki: “Biz Allahü Teâla onu veriyoruz.” manasıyla)

لَاتَخَفْ مِنْ ذِى الْعَرْشِ اِقْلاٰلاً

{ Hadisin zabtı

اَنْفِقْ بِلَال وَلَاتَخْشَ مِنْ ذِى الْعَرْشِ اِقْلَالاً

ifadesiyledir. Mehazları için bak: Risale-i Nur’un Kudsî Kaynakları, 2. baskı sh. 810’a ilave edilmiş, ancak henüz 3. baskı olarak tab’edilmemiştir. KMütercimM}


hadis-i şerifini hatırlatmaktadır. (Hadis’in manası: Resûl-i Ekrem (A.S.M.) Hz. Bilal-i Habeşîye ferman buyurmuştur ki: “Ey Bilal onu tasadduk eyle! Arşın sahib ve maliki hakkında onu azaltacak diye korkma, ver”)

Hem

يُنْفِقُونََ

nin mutlak bırakılması ile, tasaddukun ilim ve daha başka şeylerle de olabileceğine işaret ettiği gibi;

يُنْفِقُونََ

maddesiyle de, sadakanın şartlarından “alıcının” onu alıp nafakasına ve zarurî hacetlerine sarfetmesi gereğine bakmaktadır.

 /  
505
Yükleniyor...