İşte, ey elleri belağat sanatıyla boyalanmış adam! Şu (geçen) letaifin Kıt’a ve parçalarını terkib ile birleştir ve mecmu’una birden bak, dinle; ta ki sana
هٰذَا كَلَامُ اللّٰه
i, yani, “bu olsa olsa ancak Allah’ın Kelamıdır”ı okutsun, dinletsin.
DÖRDÜNCÜ MEBHAS
Şu
الٓمٓ
Kur’anda mukatta’ huruflu olan sair arkadaşları ile beraber –yukarıda izahı verilmiş olan– o sureti göstermeleriyle, güya şöyle nida edip çağırıyorlar: “Bizler imamlarız, hiç kimseyi taklid etmiyoruz.. Ve hiçbir imama da tabi’ olmadık. Üslubumuz bedi’, tarzımız garibdir.” İşte buna göre bu “Dördüncü mebhas” ta da birkaç letaif olacaktır. (Yani, incelikler)
irinci İncelik: Öteden beri bilinmekte olan bir misale, örneğe uymak; ve yerleşmiş bir ahenge göre fikir ve düşüncelerini dokumak; ve sülûk edilmiş, tecrübesi yapılmış bir yolda yürümek hutaba ve fusahanın adetlerindendir. Halbuki ise, şu
الٓمٓ
ve sair mukatta’âtlı şifrelerin üslûbuna daha öncesinden ne ins, ne de cinlerin teması, mübaşereti olmuş değildir.
�kinci İncelik: Kur’an-ı Hakîm, fatihaları ve duraklarıyla (yani ayetlerin baş kısmı ve bitişleriyle) nasıl gelmişse, şimdi aynen öyle devam ettiği halde, dostlarının onu taklid etme şevki, düşmanlarının ona karşı mübarezeli ğayzı gibi, taklid veya nazirini yapma sebepleri meydanda iken; hiç kimse onun benzerini getirememiş, ya da taklidini yapamamıştır. Evet, bu bir hakikattir. Bu davaya şahid istiyorsan; meydandaki şu milyonlarca Arabî kitaba bak! Hiç birisini Kur’ana muvazî, ya da ona yakın olduğunu görebilecek misin. Kella!..
Hatta, bir âmî câhil dahi Kur’anı bunlara kıyas etse ve karşı karşıya getirse; o âmînin nazarı: “Katiyyen Kur’an bunların mertebesinde değildir. Öyle ise o, ya hepsinin altındadır, ki bu bizzarûre muhaldir.. veya, Kur’anın makamı hepsinin üstündedir, ki asıl matlubda budur” diye bağıracaktır.
هٰذَا كَلَامُ اللّٰه
i, yani, “bu olsa olsa ancak Allah’ın Kelamıdır”ı okutsun, dinletsin.
DÖRDÜNCÜ MEBHAS
Şu
الٓمٓ
Kur’anda mukatta’ huruflu olan sair arkadaşları ile beraber –yukarıda izahı verilmiş olan– o sureti göstermeleriyle, güya şöyle nida edip çağırıyorlar: “Bizler imamlarız, hiç kimseyi taklid etmiyoruz.. Ve hiçbir imama da tabi’ olmadık. Üslubumuz bedi’, tarzımız garibdir.” İşte buna göre bu “Dördüncü mebhas” ta da birkaç letaif olacaktır. (Yani, incelikler)
irinci İncelik: Öteden beri bilinmekte olan bir misale, örneğe uymak; ve yerleşmiş bir ahenge göre fikir ve düşüncelerini dokumak; ve sülûk edilmiş, tecrübesi yapılmış bir yolda yürümek hutaba ve fusahanın adetlerindendir. Halbuki ise, şu
الٓمٓ
ve sair mukatta’âtlı şifrelerin üslûbuna daha öncesinden ne ins, ne de cinlerin teması, mübaşereti olmuş değildir.
�kinci İncelik: Kur’an-ı Hakîm, fatihaları ve duraklarıyla (yani ayetlerin baş kısmı ve bitişleriyle) nasıl gelmişse, şimdi aynen öyle devam ettiği halde, dostlarının onu taklid etme şevki, düşmanlarının ona karşı mübarezeli ğayzı gibi, taklid veya nazirini yapma sebepleri meydanda iken; hiç kimse onun benzerini getirememiş, ya da taklidini yapamamıştır. Evet, bu bir hakikattir. Bu davaya şahid istiyorsan; meydandaki şu milyonlarca Arabî kitaba bak! Hiç birisini Kur’ana muvazî, ya da ona yakın olduğunu görebilecek misin. Kella!..
Hatta, bir âmî câhil dahi Kur’anı bunlara kıyas etse ve karşı karşıya getirse; o âmînin nazarı: “Katiyyen Kur’an bunların mertebesinde değildir. Öyle ise o, ya hepsinin altındadır, ki bu bizzarûre muhaldir.. veya, Kur’anın makamı hepsinin üstündedir, ki asıl matlubda budur” diye bağıracaktır.
Yükleniyor...