İşte, şu müteselsil olan kıyas-ı temsiliye istinaden ve hem
ذٰلِكَ الْكِتَابُ
nün ifade ettiği mânânın işaretiyle diyebiliriz ki: “Şu ezelî olan Kelamullah, Cebrail aleyhiselam vasıtasıyla Hz. Muhammed Aleyhissalatü Vesselama nâzil olmuştur” hükmü
الٓمٓ
den tecellî ile parlamaktadır.
�kincisi: Şu hurûf-u mukattaâlar ilahî birer şifre olup, Alllah-ı zülcelal tarafından manevî telgraf ile Resûlüne keşide edilmişte, anahtarları da resûlünün yanındadır. Beşer fikrinin eli, –izinsiz olarak– onlara uzanamaz.
�çüncüsü: Şu
الٓمٓ
in tarz-ı üslubu üstüne Kur’an’ın nazil olduğu zatın (A.S.M.) şiddet-i zekavetine bir işaret vermektedir.. ve bu işaret ise, remzen gösteriyor ki; Hz. Muhammed’e (A.S.M.) nisbeten bu gibi remz u işaretler sarih hükmündedir.
ördüncüsü: Şu mukatta’at’taki harfler’in isimleriyle takti’edilerek zikredilmeleri ile, işaret veriyorlar ki; harflerin kıymet ve değeri, sadece mânâlarında değil, belki harflerin arasında –ilm-i esrar-ı hurûf ûlemasının keşfeylemiş oldukları– sayıların münasebeti
{40 sene sonra (*) Risale-i Nur bu lem’a-i i’cazı körlere dahi göstermiştir. –Müellif–
(*) 1915 te te’lif edilen İşarat-ül İcaz tefsiri, te’lif tarihine 40’ı ilave etsek, 1955 eder ki, Molla Abdülmecid Efendi tarafından yapılan tercüme tarihi olduğu gibi; Risale-i Nurun bazı risaleleri de huruf-u Kur’aniyenin harika vaziyetlerini o tarihten evvel ve sonra ortaya koymuştur. –Mütercim–}
gibi fıtrî münasebetler vardır.
eşincisi:
الٓمٓ
Mukatta’ harfleriyle, hâs olarak halk, (boğaz) vasat (ağız ortası) ve şefe (dudak) nin üç mahreçlerine işaret etmektedir. Bu işaret ise, zihni dikkat etmeye ve ülfet perdesini yırtmağa zorladığına remzeyler. Ta ki zihin, hurûfâtın hilkatındaki nakışların şu acip levnlerini mutala’a etmeye mecbur olsun.
ذٰلِكَ الْكِتَابُ
nün ifade ettiği mânânın işaretiyle diyebiliriz ki: “Şu ezelî olan Kelamullah, Cebrail aleyhiselam vasıtasıyla Hz. Muhammed Aleyhissalatü Vesselama nâzil olmuştur” hükmü
الٓمٓ
den tecellî ile parlamaktadır.
�kincisi: Şu hurûf-u mukattaâlar ilahî birer şifre olup, Alllah-ı zülcelal tarafından manevî telgraf ile Resûlüne keşide edilmişte, anahtarları da resûlünün yanındadır. Beşer fikrinin eli, –izinsiz olarak– onlara uzanamaz.
�çüncüsü: Şu
الٓمٓ
in tarz-ı üslubu üstüne Kur’an’ın nazil olduğu zatın (A.S.M.) şiddet-i zekavetine bir işaret vermektedir.. ve bu işaret ise, remzen gösteriyor ki; Hz. Muhammed’e (A.S.M.) nisbeten bu gibi remz u işaretler sarih hükmündedir.
ördüncüsü: Şu mukatta’at’taki harfler’in isimleriyle takti’edilerek zikredilmeleri ile, işaret veriyorlar ki; harflerin kıymet ve değeri, sadece mânâlarında değil, belki harflerin arasında –ilm-i esrar-ı hurûf ûlemasının keşfeylemiş oldukları– sayıların münasebeti
{40 sene sonra (*) Risale-i Nur bu lem’a-i i’cazı körlere dahi göstermiştir. –Müellif–
(*) 1915 te te’lif edilen İşarat-ül İcaz tefsiri, te’lif tarihine 40’ı ilave etsek, 1955 eder ki, Molla Abdülmecid Efendi tarafından yapılan tercüme tarihi olduğu gibi; Risale-i Nurun bazı risaleleri de huruf-u Kur’aniyenin harika vaziyetlerini o tarihten evvel ve sonra ortaya koymuştur. –Mütercim–}
gibi fıtrî münasebetler vardır.
eşincisi:
الٓمٓ
Mukatta’ harfleriyle, hâs olarak halk, (boğaz) vasat (ağız ortası) ve şefe (dudak) nin üç mahreçlerine işaret etmektedir. Bu işaret ise, zihni dikkat etmeye ve ülfet perdesini yırtmağa zorladığına remzeyler. Ta ki zihin, hurûfâtın hilkatındaki nakışların şu acip levnlerini mutala’a etmeye mecbur olsun.
Yükleniyor...