(Zehraveyn’den)

{ Hadis-i sahih-i şerifte, “Bakara ve Âl-i İmran” sûrelerine [ZEHRAVEYN], (Yani: parlak, ziyadar iki sûre) diye isimlendirilmiştir. Sahih olan bu hadis-i şerif’in bir çok mehazleri için bak: “Risale-i Nur’un Kudsi Kaynakları” eserimiz 2. Baskı sh: 810, Sıra no: 832 ye. – Mütercim–}

Birinci Sûre

“BAKARA SÛRESİ”

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

(Mukaddime)

{ Eser’in aslında “Mukaddime” kelimesi yoktur. Lâkin tercümede, mevzuya giriş yapılan bu yerde, mukadder olarak “Mukaddime” başlığı bulunuyor gibidir. lMütercimM}

9- Eğer desen: Îcazdar ve mu’cizekâr ve belağat-eda Kur’anda, bazı şeyler zahir nazarda çokça tekrarlanırlar. Mesela:

بَسْمَلَه

(Besmele) ve

وَيْلٌ يَوْمَ ِذٍ ...الخ خم فَبِاَيِّ آلَاءِ ...الخ

ve Hazret-i Musa (A.S.) nın kıssası.... ve bunlar’ın emsali gibi tekrarlar... Halbuki bu tekrarlar usandırıyor, belağata da münafidir?!.

>Cevaben sana denilir ki:>“Parlayan her şey yakar değildir.” Evet tekrar, bazen usandırır. Lakin mutlak (her zaman) değildir. Belki bazen olur ki, tekrarlar istihsan edilir. Bazen de usanç verdiği olur. Nasıl ki insanın yiyecekleri içersinde, bir kısmı “kût” dür, temel gıdadır. Bu kût olan temel

Yükleniyor...