(duygularını körletmeye) medar olmak üzere, kendini gaflet içine atmaya, ya da dünyanın malayanî işlerinin ayrıntılarıyla meşgul olmaya muztar kalıyor, ta ki vicdanını aldatsın ve ruhunu uyutsun. Yoksa, içinde bulunduğu haletini –eğer inceleyerek düşünse– vicdanının ka’rını, dibini yakan derin bir elemi, bir azabı hissedecektir. İşte bundan anlaşılıyor ki; kişinin tarik-i haktan uzaklığı nisbetinde, elem ve azabın te’siri de ona göre oluyor ve tezahür ediyor.
Amma ikinci halette ise, ruhunun dibinden âli bir lezzeti ve âcil bir saadeti hissetmektedir. Kalbini ne kadar îkaz eyliyebilmişse, vicdanını tahrik eylemişse, ruhunu duyarlandırmışsa; o nisbette saadeti, mutluluğu da artacak ve ona ruhanî Cennetler’in kapılarının açılış müjdeleri gelecektir.
اَللّٰهُمَّ بِحُرْمَةِ هٰذِهِ السُّورَةِ اجْعَلْنَا مِنْ اَصْحَابِ الصِّرَاطِ الْمُسْتَقِيمِ آمِين
---------------(((---------------
Amma ikinci halette ise, ruhunun dibinden âli bir lezzeti ve âcil bir saadeti hissetmektedir. Kalbini ne kadar îkaz eyliyebilmişse, vicdanını tahrik eylemişse, ruhunu duyarlandırmışsa; o nisbette saadeti, mutluluğu da artacak ve ona ruhanî Cennetler’in kapılarının açılış müjdeleri gelecektir.
اَللّٰهُمَّ بِحُرْمَةِ هٰذِهِ السُّورَةِ اجْعَلْنَا مِنْ اَصْحَابِ الصِّرَاطِ الْمُسْتَقِيمِ آمِين
---------------(((---------------
Yükleniyor...