yılan kendisini sokmuş da teellüm duymakta olduğu bir hal içerisindedir. Senin onunla, uykusu alemine girip konuşabilse idin ve kendisine diyebilse idin ki “Ey arkadaş! Sıkılma ve üzülme ve gazablanma! Zira senin bu halin bir rüyadır. Hakikat değildir.” deyip, bin yemin de etseydin; sana inanmayacak ve dönüp sana diyecektirki: “yahu! İşte bak, şu elemim beni acıtıyor ve şu yaram beni incitiyor. Hem bak, şu elinde kılınç olan adamı ve bana hucuma geçen şu yılanı görmüyormusun.”
Evet, uyanık alemde bir omuz ağrısı, ya da bir baş nezlesi gibi mânâlar; rüyada yaralayan bir kılınç olarak tecessüm eyler.. ve şahsın kalbini inciten hiyanet mânâsı, bir yılan suretinde tasavvur ettirilir. Çünki bu da elem, o da elemdir.
İşte ey arkadaş! Sen, Alem-i misalin gölgesi olan rüyada bu işleri böyle işitip, gördüğün halde; acaba bundan çok dereceler daha sabit ve daha hakikatlı ve bizden o nisbette uzakta olan berzah aleminde de vaki olacağına ve olamakta olduğuna tasdikin gelmiyecekmidir?!:
Amma alem-i Ahiretteki uhrevî hayata nazaren
يُحْيِيكُمْ
mün ifade ettiği mânâsına gelince, bilmiş ol ki: o hayat, bütün hayat alemlerinin netice ve zübdesidir. Eğer alem-i ahiretteki hayat olmazsa, hiçbir hakikat sübût bulup sabitleşmiyecektir. Belki bütün hakikatlar tersine dönecek, mesela: bütün nimetler, nikmetlere inkılab edeceklerdir...Ve daha buna göre sen kıyasla! Biz bu meselenin delillerini şu sûrenin (Bakara Sûresi) başındaki
وَبِاْÀلاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ
ayetinde hülasalı bir surette kayd etmişizdir. (Müracaat!)
EŞİNCİ MESELE:
ثُمَّ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
hakkındadır, ki geçen silsilelerin son ukdesidir.
Bilmiş ol ki: Halık Teala –cellet kudretehu– alem-i kevn ve fesadda bir çok dakik hikmeler için zıdları birbirine mezc eylemiş.. Zâhirî
Evet, uyanık alemde bir omuz ağrısı, ya da bir baş nezlesi gibi mânâlar; rüyada yaralayan bir kılınç olarak tecessüm eyler.. ve şahsın kalbini inciten hiyanet mânâsı, bir yılan suretinde tasavvur ettirilir. Çünki bu da elem, o da elemdir.
İşte ey arkadaş! Sen, Alem-i misalin gölgesi olan rüyada bu işleri böyle işitip, gördüğün halde; acaba bundan çok dereceler daha sabit ve daha hakikatlı ve bizden o nisbette uzakta olan berzah aleminde de vaki olacağına ve olamakta olduğuna tasdikin gelmiyecekmidir?!:
Amma alem-i Ahiretteki uhrevî hayata nazaren
يُحْيِيكُمْ
mün ifade ettiği mânâsına gelince, bilmiş ol ki: o hayat, bütün hayat alemlerinin netice ve zübdesidir. Eğer alem-i ahiretteki hayat olmazsa, hiçbir hakikat sübût bulup sabitleşmiyecektir. Belki bütün hakikatlar tersine dönecek, mesela: bütün nimetler, nikmetlere inkılab edeceklerdir...Ve daha buna göre sen kıyasla! Biz bu meselenin delillerini şu sûrenin (Bakara Sûresi) başındaki
وَبِاْÀلاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ
ayetinde hülasalı bir surette kayd etmişizdir. (Müracaat!)
EŞİNCİ MESELE:
ثُمَّ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
hakkındadır, ki geçen silsilelerin son ukdesidir.
Bilmiş ol ki: Halık Teala –cellet kudretehu– alem-i kevn ve fesadda bir çok dakik hikmeler için zıdları birbirine mezc eylemiş.. Zâhirî
Yükleniyor...