dirilişin olacağına) bakan, isbat eden “ihtiraî delil”ler kısmından olmuş olur.

Hem yine şu ayet, sabık ayete, (önceki ayete) baktığı gibi; sabıkın sabıkı olan ayetlerdeki kâfir ve münafıkların bahislerine de nazar eylemektedir. Yani bu ayetteki istifham-i inkarî-i taaccübû ile, o kâfir ve münafıkların rüsvay ve rezilliklerini izhar eyliyerek, başlarına kakıldığına ve onları tehdid ve terhib eylediğine işaret etmiştir.

�kinci vechi: Bu ayetin cümleleri birbirleriyle nazmlı ve ahenkli olduğu keyfiyetine gelince, bilmiş olki; burada gıybetten hitaba geçip bakan bir iltifat vardır. Evet, sabık ayetler evvela onların (fasıkların) hal ve vaziyetlerinden bahsedip hikaye eyledi. Sonrada doğrudan onlara hitaba geçti. Bu vaziyet ise, belağat ilminde malum olan bir nükte içindir, o nüktede şudur: Bir şahsın mesavîsi, kötülük ve günahları yavaş yavaş ve perdeypey zikredildiğ zaman, hiddet ve buğz dahi ona karşı gittikçe ziyadeleşir ve öyle bir hale gelirki; eğer o şahıs bir insan ise, mütekellimi; o kusurlu şahsı getirip, karşı karşıya olarak hitap etmeye zorlar. Amma eğer başka birisinin haseneleri, iyilikleri derece derece zikredilirse; bu zat ile şifahen konuşma meyli kuvvetleşir ki, mütekellimi ona müteveccih kılıp, doğrudan hitap eylemeye iltica ettirir.

İşte Kur’an-ı Hakîm Arabın üslûbleri üzerine nüzûl ettiği için; (ve Arab lisanında mezkûr kaidenin ehemmiyetli mevkii olduğundan) onları muhatabaya alarak

كَيْفَ تَكْفُرُونَ

deyip iltifatta bulunmuştur. (yani: sabık ayetlerde, cenab-ı hak teala kullarını ibadete davet için, bahşeylemiş olduğu nimetlerini, in’amlarını yâdedip, yâd’a getirip, kullarını vicdanlarıyla muhasebeye sevkettikten sonra, onların günah ve kötü hallerine bir dönüverip left-i nazar eylemiş. Yani: göz ucuyla bakarcasına onlara yönelmişki: “Ey insanlar! Nasıl olurda küfran-ı ni’mette bulunuyorsunuz??” demiştir.)

�çüncü vechi: Bilmiş ol ki: Buradaki maksad ve gaye madem –sabık ve geçmiş asıllara binaen– iman ve ibadete dair; ve küfrü red, küfran-ı ni’meti men’etmeye bakan bürhanlar serdeylemektir.. Sonra, bu delil ve bürhanların en vâzıhı; beşer ahvali ve hayat seyrinin silsilesinden istifade edilen delillerdir. Nimetlerin en mükemmeli ise, insan oğlunun hayat

Yükleniyor...