Sual-2: O âlî Cennette rızık ve yiyecek vardır diyelim, acaba o rızkın kaynağı neredendir, nasıldır?

Sual-3: Onda rızık ve yiyeceklerin kaynağı bilinip husulu hasıl oldu diyelim, peki acaba bunlar Cennetin neresinden ve hangi şeyinden gelmektedir?

Sual-4: Eğer o rızık Cennetin semerelerinden ise, acaba dünyanın meyve ve semerelerine benziyorlarmı?

Sual-5: Eğer dünyadaki semerelere benziyorlarsa peki acaba Cenneteki meyve ve semereler birbirlerinede benziyorlarmı?

Sual-6: Eğer birbirlerine benziyorlarsa, tatları ayrı ayrımıdır?

Sual-7: Şayet ayrı ayrı tatlarda iseler, acaba yerlerinden dallarından koparıldığı zaman, orası (yeri) noksanlımı kalır, yoksa doldurulurmu?

Sual-8: Şayet koparılanın yerine gelen oluyorsa, onlardada yeme ve tenavül işi devam edermi?

Sual-9: Eğer yeme işi bunlarda da devam ediyorsa, onları tenavül edenin hal ve vaziyeti nasıl tavır gösterir. Yani birbirlerine bu hayret-bahşa keyfiyeti müjdeliyorlarmı?

Sual-10: Eğer birbirlerine bu hali müjdeliyorlarsa, acaba ne diyorlar, neyi söylüyorlar?

İşte sen, eğer bu suallerin üstünde düşünüp tefattün edebildiysen; bak Kur'an-ı Hakîm bu müteselsil suallere şu ayetin bu cümlesinin heyetleriyle nasıl cevapladığını gör!

İşte

كُلَّمَا

lafzı, devam ve tahkikine, yani devamın hakikatlılığına işarettir.

رُزِقُوا

nun mazîliğide, o müjdenin vukuunun hakikatliliğine işaret ediyor. Aynı zamanda onların benzeri olan dünyadaki rızıkları da zihinlerine hatırlatılmış olduğuna ima ediyor. Keza

رُزِقُوا

nun (rızıklandırıldılar)

Yükleniyor...