değişiktir. İşte, nasılki o pek çok yüksek olan Cennetin cinanı, buradaki bahçeden gayr-ı mahsur derecelerde üstünlük ve yüksekliği varsa, onun gibi ahiretin lezzet ve saadetleri de bu dünyadakilere göre üstünlüğü o nisbettedir. Bu pek azim tefavüte Hazret-i İbn-i Abbas Radıyallahu Teala Anhuma şu gelen kelam ile işaret eylemiştir:

لَيْسَ ف۪ي الْجَنَّةِ اِلَّا اَسْمَءُ هَ

{ Tefsir-i İbn-i Kesir 1/ 63 ve ayrıca başka mehazlar için Risale-i Nur’un Kudsî Kaynakları 2. Baskı s: 443, sıra no: 158 –Mütercim–}

yani Cennette, dünyadaki semere, meyve ve fakihelere sadece benzerlikte bir isimleri vardır. (Mesela: İncir, üzüm ve elma gibi meyveler yalnız ismen bulunurlar, lezzet ve keyfiyette değil.)

Amma cennetteki ebediyetin ve lezzetin devamlılığının saadeti ise, bilki: Lezzet, ancak o vakit hakikî lezzet olabilir ki; zeval onu kursakta bırakıp, gam ve kederle bulandırmadığı zamandır. Evet, nasıl ki elemi ve üzüntüyü def'etmek bir lezzettir, ya da lezzetin sebeblerinden birisidir. Onun gibi; lezzetin zevalide elemdir. Belki onun zevalini tasavvur etmek dahi elemdir. Hatta mecazî aşkların

{ Mühim bir bahistir. –Müellif–}

umum şiirleri bu tasavvur-u zevalden gelen elemin enîn ve feryadlarıdır.. Ve gayr-ı hakikî, yani mecazî olan aşıkların divanları; mahbubun, sevgilinin sona erecek olan şu tasavvur-u zevalinden neşet eden ağlamaları, feryadlarıdır. Evet, bir çok muvakkat lezzetler vardır ki; zevalinden sonra, onu her düşündükçe ağzından bu ruhanî elemin “Eyvah, vâsefaları”ı fışkırırcasına o elemleri daimîleştirir bir tarzda semere verir. Hem bir çok elemler vardır ki; zeval bulup sona erdiğinde, ondan olan kurtuluş her hatırlandıkça, manevî bir nimetin levhasını gösteren

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ

söyliyerek daimî lezzetleri doğurur. Evet, çünkü bu insan, hiç şüphesiz ve muhakkak ebede namzed olarak yaratılmıştır. Onun için ona hakikî lezzetler, ancak ebedî şeylerde, yani marifet-i ilahiyye, muhabbet, kemal, ilim ve emsali gibi ebediyyete bakan ve mazhar olan şeylerde husul bulabiliyor.

elhasıl: Lezzet ve ni’met, ancak ebediyet ve daimîliğe mazhar oldukları zaman, lezzet ve ni'met olabilirler. İşte sen, eğer ayet

Yükleniyor...