(Buradan itibaren fakir’in tercümesidir)
Buna göre,
بِسْمِ اللّٰهِ
kelamı, adeta kudret’in te’sir ve taallukunu celbe medar bir istinzaldir, nüzulunu istemedir. Tâ ki, o te’sir ve taalluk abdin kesbine imdad eden bir ruh olsun.
بِسْمِ اللّٰهِ
Daki
اَللّٰهُ
lafza-i celâli ise, bütün sıfat-ı kemaliyeyi câmi’ bir nüsha olmakla, Hak Teâlanın bu zatî olan ismi, kendi sıfatlarını istilzam etmesi sırrı ile (sair a’lamin,yani has isimlerin hilâfına olarak) bütün kemâlî sıfatlar
اَللّٰهُ
ismine delâlet-i iltizamiye ile delalet ederler. Başka isimlerde bu iltizamî delalet bulunmamaktadır.
اَلرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
isimleri lafza-i celâl ile beraber zikredilmesindeki nazm vechi (beraber diziliş yönü) budur ki: lafza-i celâl olan
اَللّٰهُ
isminden silsilesiyle birlikte celal tecelli ettği gibi;
اَلرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
isimlerinden
de –silsilesiyle beraber– cemal tecelli etmektedir. Zira, Celâl ve Cemâl, kâinatta iki kök ve asıldırlar ki, her bir âlemde tecelliye başladıklarında, onlardan teselsül eden fer’ler (ayrıntılar) meydana gelir. Meselâ: Emir ve nehy.. Sevap ve azap... Terğip ve terhib.. Tesbih ve tahmid.. Havf ve reca gibi ayrıntılar.
Hem yine lafza-i Celal, (Ayniyye
{ Sıfat-ı ayniyye veya tenzihiye veya sıfat-ı Zatiyye veya selbiyye ise (Vahdaniyyet, Kıdem, Beka, Muhalefetünlil havadis, Kıyamün binefsihi ve Vücûddur.) –Mütercim–}
ve tenzihiyye) sıfatlarına işareti olduğu gibi,
الرَّحِيمِ
ismi de “gayriyye-i
{ Sıfat-ı gayriyye-i fiiliye: (GAFFAR. REZZAK, MUHYİ, MÜMÎT) ve emsali gibi sıfatlardır. Mütercim–}
fiiliye” ye îma etmektedir.
اَلرَّحْمٰن
ise, ne ayn, ne de gayr olan “Sıfat-ı
{ Sıfat-ı Seb’a ve ya Sıfat-ı Sübûtiyye ise: (HAYAT, İLİM, İRADE, KUDRET, SEM’, BASAR, KELAM) ve İmam-ı Matüridiye göre, sekizincisi Tekvin) dir. –Mütercim–}
Seb’a”ya remzetmektedir.
Buna göre,
بِسْمِ اللّٰهِ
kelamı, adeta kudret’in te’sir ve taallukunu celbe medar bir istinzaldir, nüzulunu istemedir. Tâ ki, o te’sir ve taalluk abdin kesbine imdad eden bir ruh olsun.
بِسْمِ اللّٰهِ
Daki
اَللّٰهُ
lafza-i celâli ise, bütün sıfat-ı kemaliyeyi câmi’ bir nüsha olmakla, Hak Teâlanın bu zatî olan ismi, kendi sıfatlarını istilzam etmesi sırrı ile (sair a’lamin,yani has isimlerin hilâfına olarak) bütün kemâlî sıfatlar
اَللّٰهُ
ismine delâlet-i iltizamiye ile delalet ederler. Başka isimlerde bu iltizamî delalet bulunmamaktadır.
اَلرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
isimleri lafza-i celâl ile beraber zikredilmesindeki nazm vechi (beraber diziliş yönü) budur ki: lafza-i celâl olan
اَللّٰهُ
isminden silsilesiyle birlikte celal tecelli ettği gibi;
اَلرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
isimlerinden
de –silsilesiyle beraber– cemal tecelli etmektedir. Zira, Celâl ve Cemâl, kâinatta iki kök ve asıldırlar ki, her bir âlemde tecelliye başladıklarında, onlardan teselsül eden fer’ler (ayrıntılar) meydana gelir. Meselâ: Emir ve nehy.. Sevap ve azap... Terğip ve terhib.. Tesbih ve tahmid.. Havf ve reca gibi ayrıntılar.
Hem yine lafza-i Celal, (Ayniyye
{ Sıfat-ı ayniyye veya tenzihiye veya sıfat-ı Zatiyye veya selbiyye ise (Vahdaniyyet, Kıdem, Beka, Muhalefetünlil havadis, Kıyamün binefsihi ve Vücûddur.) –Mütercim–}
ve tenzihiyye) sıfatlarına işareti olduğu gibi,
الرَّحِيمِ
ismi de “gayriyye-i
{ Sıfat-ı gayriyye-i fiiliye: (GAFFAR. REZZAK, MUHYİ, MÜMÎT) ve emsali gibi sıfatlardır. Mütercim–}
fiiliye” ye îma etmektedir.
اَلرَّحْمٰن
ise, ne ayn, ne de gayr olan “Sıfat-ı
{ Sıfat-ı Seb’a ve ya Sıfat-ı Sübûtiyye ise: (HAYAT, İLİM, İRADE, KUDRET, SEM’, BASAR, KELAM) ve İmam-ı Matüridiye göre, sekizincisi Tekvin) dir. –Mütercim–}
Seb’a”ya remzetmektedir.
Yükleniyor...