Amma
بِسْمِ اللّٰهِ
Daki
اِسْم
(ism) kelimesi ise, biliniz ki: Zat-ı Vacib-ül Vücudun binbir esmasından bir kısmına “Esma-i Zatiyye” denilir ki; her cihetle Zat-ı Akdes’i gösteren adı ve ünvanıdırlar; “ALLAH, EHAD, SAMED, VACİB-ÜL VUCÛD” gibi çok esma var. Bu isimlerden bir kısmı da “Esma-i fi’iliye” tabir edilir ki çok nevileri var. Mesela: “GAFFAR, REZZAK, MUHYİ, MÜMİT, MÜN’İM, MUHSİN” gibi... ve bu isimlerin tenevvü etmeleri ve çoğalmaları ise, Kudret-i Ezeliyenin enva’-i kâinatla olan münasebetlerinin teaddüdünden ileri gelmiştir.
(Üstadın takrirli tercümesi burada sona erdi)
بِسْمِ اللّٰهِ
Daki
اِسْم
(ism) kelimesi ise, biliniz ki: Zat-ı Vacib-ül Vücudun binbir esmasından bir kısmına “Esma-i Zatiyye” denilir ki; her cihetle Zat-ı Akdes’i gösteren adı ve ünvanıdırlar; “ALLAH, EHAD, SAMED, VACİB-ÜL VUCÛD” gibi çok esma var. Bu isimlerden bir kısmı da “Esma-i fi’iliye” tabir edilir ki çok nevileri var. Mesela: “GAFFAR, REZZAK, MUHYİ, MÜMİT, MÜN’İM, MUHSİN” gibi... ve bu isimlerin tenevvü etmeleri ve çoğalmaları ise, Kudret-i Ezeliyenin enva’-i kâinatla olan münasebetlerinin teaddüdünden ileri gelmiştir.
(Üstadın takrirli tercümesi burada sona erdi)
Yükleniyor...