8- beşerin nur-u nazarı istikbale nüfûz edemez, onda olan hususî keyfiyetleri göremez.

9-beşer hayatının bir ömr-ü tabîsi olup, vakt u zamanı geldiğinde inkıta’ bulduğu gibi; hazırlamış olduğu kanununun da bir ömr-ü tabiîsi var, zamanla sona ermektedir.

10- muhit ve mekânın zamana bağlı olarak, insan nüfusunun ahvalinde büyük te’sirleri vardır.

11- mazîde harika sayılmış bir çok şeyler vardır ki; o zamanlarda atılmış olan temellerin, mebde’lerin tekemmülü sebebiyle, şimdi bu zamanda adî işler sırasında sayılmaktadır.

12- bir zeka harika da olsa, bir fennin ve sanatın îcad ve tekmiline def’aten, birden muktedir olamaz. Belki ancak, bir çocuğun tedrîcen büyümesi gibi, yavaş yavaş büyüyerek tekemmül edebilir.

İşte eğer sen bu meseleleri böylece hazır vaziyete getirerek, iki gözünün önüne koyabildiysen; gel, hazır ol, zamanın hayalâtından tecerrüt et. Muhitin evhamından da soyun! Sonra, zamanın denizinde bu asrın sahilinden dal, altından geç, git; ta asr-ı saadet adasına çıkıncaya ve onu görünceye kadar git ve oradan karaya çık!. Sonra başını kaldır, bak; o zamana mahsus fikirlerden i’mal edilip dikilen elbiseyi de giy!. Ve sonrada gözünü aç, o geniş sahraya nazarını gezdir! İşte bak; ilk evvel senin nazarına tecellî edecek ve görünecek şey; vâhid, tek bir insan.. yardımcısı ve saltanatı ve maddî kuvveti olmadığı halde, tek başına bütün dünyaya meydan okuyor ve hakikatın kuvvetiyle umuma hücum içindedir. Bununla beraber, omuzuna küre-i arzdan daha ağır ve büyük bir hakikatı almış, elinede bütün insanların saadetlerini tekeffül ve taahhüd eden bir Şeriatı almıştır. Öyle bir Şeriat ki, adeta bütün ilahî ilimlerin ve hakiki fenlerin zübde ve hülasasıdır. Hem o Şeriat, bir elbise gibi değil, belki cild gibi bir hayattarlığa sahib olup, beşerin isti’dadı nevş ü nema bulup genişlendikçe, oda ona göre tevesü’ eylemekte ve o genişlik içinde iki cihanın saadetini semere vermektedir.. ve onunla nev-i insanın ahvalini bir tek meclisin ehli gibi tanzim etmektedir.

Eğer Şeriat’ın kanunlarından sual edilirseki:

“Nereden gelip nereye gidiyorsunuz?”

Şeriat, kendindeki i’caz’ın lisaniyle diyecektirki:


Yükleniyor...