MÜTERCİMİN BİR MAZERET BEYANI
Malum olduğu üzre, Arabî İşarat-ül İ’caz’ın baş taralarına yakın bir yerinede
مَثَلُهُمْ كَمَثَلِالَّذِى اسْتَوْقَدَ نَاراً
ayetleri şerh ve tefsirinde, “mesel ve temsil” hakkında olan i’cazlarına dair kısımda; ve sonra belağat keyfiyetini izah eden bölümünde ifadeye çalıştığımız beyanımızda olduğu gibi; burada da nübüvetin tahkiki mevzu’unda serdedilen meselelerin tafsilatını Cenab-ı Müellif Hazretleri isim vermeden “Muhakemat” eserinin Arapça ve Türkçesine havale ederek burada hülasasını değişik bir üslupla kaydetmişlerdir. Yukarıda bahsı ve izahı yapılmış şekilde ve aşağıdaki dipnottada kronolojik tarifi yapıldığı üzre, mevzu’u biz, eski eseri olan “muhakemat” takinin aynısının bir derece tafsilli üslubunu alarak dercetmeyişimizin sebebi ise, İşarat-ül İ’cazın mezkûr yerinde izah edilmiştir. Şimdi burada da, yukarıda ve buradaki dipnotta isimleri ve te’lif tarihleri verilen eserlerdeki ayni mevzu’u birbirine mezcederek alabilirdik. Ancak burada “Altı-yedi meseleler” le hülasaten beyanı yapılan üslupta az değişik kelimeler ve başka renkli vecîz ifadeler bulunmaktadır. Üst taraflardaki mezkûr mevzu’un ifade-i meramımızda öne sürülen sebepler burada da carî olmakla, kolay yol olan mezkûr eserlerdeki üslübü ile aynen almak yerine, zor ve yorucu olan buradakinin tercümesini yapmayı tercih eyledik. Olaki; okuyucu kardeşler, buradaki ifade ve üslup tarzını, “Muhakemat” ve “Şuaâtü Ma’rifetin Nebiyy” eserlerindeki üsluplarıyla ve “Mesnevî” deki “Reşhalar”ın ve sonra da tafsilli olan “Ondokuzuncu Söz” ün üsluplarıyla mezcederek, daha nuranî, daha şirin ve daha çok rûhefza ma’nalar ve ince nükteler elde etsin, İnşaallah!..
–Mütercim–
BİRİNCİ MESELE: Enbiyanın ahval ve harekâtlarında yapılmış ve yapılan istikra-i tâmm ve derin bir araştırma ve iyi bir tetebbu’ neticesinde; mantıkda “Kıyas-ı hafi” ile tesmiye edilen muttarid intizam ile (yani girintisiz, çıkıntısız eğri büğrü olmayıp doğru ve düzgün intizam ile) bakıldığında; şöyle bir netice veriyorki: Eski peygamberlerin Nübüvvetlerine medar ve temel hal ve tavırlar; ve kendi ümmetleri ile olan muamelelerinin keyfiyeti; –zaman ve mekânın te’siratının hususiyetlerinden meseleyi tecrit etmek ve ayırmak şartıyla- beşerin sinn-i
Malum olduğu üzre, Arabî İşarat-ül İ’caz’ın baş taralarına yakın bir yerinede
مَثَلُهُمْ كَمَثَلِالَّذِى اسْتَوْقَدَ نَاراً
ayetleri şerh ve tefsirinde, “mesel ve temsil” hakkında olan i’cazlarına dair kısımda; ve sonra belağat keyfiyetini izah eden bölümünde ifadeye çalıştığımız beyanımızda olduğu gibi; burada da nübüvetin tahkiki mevzu’unda serdedilen meselelerin tafsilatını Cenab-ı Müellif Hazretleri isim vermeden “Muhakemat” eserinin Arapça ve Türkçesine havale ederek burada hülasasını değişik bir üslupla kaydetmişlerdir. Yukarıda bahsı ve izahı yapılmış şekilde ve aşağıdaki dipnottada kronolojik tarifi yapıldığı üzre, mevzu’u biz, eski eseri olan “muhakemat” takinin aynısının bir derece tafsilli üslubunu alarak dercetmeyişimizin sebebi ise, İşarat-ül İ’cazın mezkûr yerinde izah edilmiştir. Şimdi burada da, yukarıda ve buradaki dipnotta isimleri ve te’lif tarihleri verilen eserlerdeki ayni mevzu’u birbirine mezcederek alabilirdik. Ancak burada “Altı-yedi meseleler” le hülasaten beyanı yapılan üslupta az değişik kelimeler ve başka renkli vecîz ifadeler bulunmaktadır. Üst taraflardaki mezkûr mevzu’un ifade-i meramımızda öne sürülen sebepler burada da carî olmakla, kolay yol olan mezkûr eserlerdeki üslübü ile aynen almak yerine, zor ve yorucu olan buradakinin tercümesini yapmayı tercih eyledik. Olaki; okuyucu kardeşler, buradaki ifade ve üslup tarzını, “Muhakemat” ve “Şuaâtü Ma’rifetin Nebiyy” eserlerindeki üsluplarıyla ve “Mesnevî” deki “Reşhalar”ın ve sonra da tafsilli olan “Ondokuzuncu Söz” ün üsluplarıyla mezcederek, daha nuranî, daha şirin ve daha çok rûhefza ma’nalar ve ince nükteler elde etsin, İnşaallah!..
–Mütercim–
BİRİNCİ MESELE: Enbiyanın ahval ve harekâtlarında yapılmış ve yapılan istikra-i tâmm ve derin bir araştırma ve iyi bir tetebbu’ neticesinde; mantıkda “Kıyas-ı hafi” ile tesmiye edilen muttarid intizam ile (yani girintisiz, çıkıntısız eğri büğrü olmayıp doğru ve düzgün intizam ile) bakıldığında; şöyle bir netice veriyorki: Eski peygamberlerin Nübüvvetlerine medar ve temel hal ve tavırlar; ve kendi ümmetleri ile olan muamelelerinin keyfiyeti; –zaman ve mekânın te’siratının hususiyetlerinden meseleyi tecrit etmek ve ayırmak şartıyla- beşerin sinn-i
Yükleniyor...