لَكُمْ
bu remzi de veriyor ki; Cenab-ı Hak Teâla şu nimetleri size hâs bir tarzda ve hususî olarak tahsis edip gönderdiği gibi, sizinde minnet ve şükranlarınızı münhasıran ve yalnız ona tahsis etmeniz gerek.
---------------(---------------
Amma
فَلَا تَجْعَلُوا لِلّٰهِ اَنْدَادًا
cümlesinin kuruluş heyetlerinin nazm ve dizilişine gelince, bilki: Cümlenin başındaki
ف
{
ف
harfı burada “öyle ise” manasındadır. –Mütercim–}
şu gelen dört fıkraya bakmaktadır. Yani:
1- Çünki kâinatta ibadete layık ancak Allah’tır. Öyle ise, ona şerik koşmayınız.
2- Çünki yer ve gök onun kabza-i tesarrüfünda olan bir Kadîr-i Mutlaktır. O halde ona şerik itikad etmeyiniz.
3- Çünki mun’im-i hakikî yalnız O’dur. Öyle ise, onun şükründe başkalarını teşrik etmeyiniz.
4- Hem çünki o, sizin Halıkınız, yaradanınızdır. O halde ona her hangi bir şerik tahayyül etmeyiniz.
Amma
تَجْعَلُوا
nun yerine, (makam iktizasıyla)
تَعْتَقِدُوابِهِ
yü almamasında
اِنْ هِيَ اِلَّا اَسْمَٓءٌ سَمَّيْتُمُوهَٓ
(Necm/23) ayetinin mânâsına işaret etmek içindir. Yani: sizin kendi ca’linizle, indinizden uydurup, yapıp vücûd tahayyül ettiğiniz ve mânâsız isimlerle tesmiye ederek ken8dinize ma’bud yaptığınız şeyler; (mesela eski zamanlarda putlar sanemler gibi, bu zamanda tabiat, sebebler veya batıl ve hakikatsız işler ve ma’nalar) hakikatta hiçbir asıllı ma’naya raci olmayıp, ancak sizin kendinizin ca’lı, uydurmasıdır.
Yükleniyor...