gerek, belki

عَلَيْكَ بِالْحَرَكَةِ غَيْرَ السُّكونِ

(yani, durmaksızın hareket halinde olmalısın.) Sözünün bir misdakı, tasdik eyleyicisi olarak ibadet için tavır göstermek lazımdır ki, ibadet, hayırlı hizmet ve saire gibi işlerin herbir mertebesinde, daima üst derecelere bakıp ulaşmaya sayetmektir.

Ve eğer

لَعَلَّ

ye müşahidler ve dinleyiciler itibarıyla bakılsa, şöyle bir ma’na anlaşılabilirki: Beşerin birçok isti’datlarla mücehhez ve müsellah olduğunu gören bir adamın hemen ondan ibadeti ümidedip beklemesi gibidir. Nasılki hayvanın diş ve tırnaklarını gören adamın iftiras ve parçalamayı ondan beklediği gibi… Hem

لَعَلَّ

ayn-ı zamanda işaret veriyorki; ibadet, fıtratın muktezası ve lazımıdır.

Amma

تَتَّقُونَ

lafzının üstte bahsi yapılmış olan insan tabakalarının ibadetlerine terettüb eylemesi hükmüyle: Takvanın mertebesine şöyle işaret vermektedir:

1. Şirkten takva… (Yani, Allah ü Tealaya ortak, misil ve benzeri şeyleri koşmaktan takva.)

2. Sonra, büyük günahlardan, kebairden kendini çekip çevirmede takva..

3. Sonra, kalbin Allahtan gayrisine bağlanmasından muhafaza etmekteki takva..

4. Ve keza İlahî ikab ve cezadan korkup kendini çekmek ile yapılan takva..

5. Gazab ve öfke hallerinde kendini korumadaki takva gibi mertebeler…

Yükleniyor...