Ayrıca, nizama işaret eden tertibin sureti, (yani sırayı takib ederek)
رِزْقًا لَكُمْ
ün delaletiyle beraber, nimetleri göz önüne sermeyi telviheden vaziyetiyle, Cenab-ı Hak Tealanın elhak ibadete müstahaklığını isbat etmektedir. Zira, nimetleri inâm ve bahşeyleyen mün’ime her halde şükür, teşekkür etmek vâcib olur.
Hem
رِزْقًا لَكُمْ
de şöyle bir işaret de vardır ki, der: “Ey insan! Allah’ın emri ve izni ve teshiri ile, sana yer (dünya, toprak) ve sair unsurlar ve mevalid ve ma’denler hizmet ettikleri gibi; senin de bunları sana müsahhar eden ve istifadene müheyya kılan zata hizmet etmen lazımdır.)
Amma
فَلَا تَجْعَلُوا لِلّٰهِ اَنْدَادًا
cümlesinin nazm ve diziliş keyfiyeti ise, bilmiş ol ki: bu cümlenin diziliş vaziyetinden çıkıp uzanan hatlar, çizgiler ayetin birinci cümlesi olan
يَا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا
cümlesine.. Ve keza
ضخر خل صصخطزصمتش اَلَّذِي خَلَقَكُمْ
اَلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ
cümlesine.. Ve yine
اَنْزَلَ
kelimesinede ucları dayanmaktadır. Yani şu bütün cümleler şöyle emrediyor, diyorlar ki: “Rabbinize ibadet ettiğinizde sakın başkalarını –ubudiyyet noktasında– ona şarik, ortak itikad edip de teşrik etmeyiniz. Çünkü “Rabb” yalnız Allah’dır. Hem çünki o, sizin ve nev’inizin Halikı,yaradanıdır. Öyle ise, siz Allah’tan gayrı, birbirlerinizi yek-diğerlerinize Rabb olarak ittihazetmeyiniz! Hem çünki o, toprağı, yeri sizin için halkeyleyip seren ve size bir beşik heyetine getirendir. Hem çünki semavatı halkedip, dünya binanıza tavan yapan yine odur. Öyle ise, putperestliğin menşei olan Tabiî sebeblere hakikî te’sir vererek, o şeylerin te’sir-i hakikîye sahib olduklarını itikad etmeyiniz. Hem çünkü, rızkınız ve maişetiniz için suyu semadan yere indiren ve gönderen yine o olduğu gibi; ne kadar nimetler varsa, hepsi bilâşek ondandır. Öyle ise, şükür ve ibadet yalnız ona olmalıdır.
------------------------------
رِزْقًا لَكُمْ
ün delaletiyle beraber, nimetleri göz önüne sermeyi telviheden vaziyetiyle, Cenab-ı Hak Tealanın elhak ibadete müstahaklığını isbat etmektedir. Zira, nimetleri inâm ve bahşeyleyen mün’ime her halde şükür, teşekkür etmek vâcib olur.
Hem
رِزْقًا لَكُمْ
de şöyle bir işaret de vardır ki, der: “Ey insan! Allah’ın emri ve izni ve teshiri ile, sana yer (dünya, toprak) ve sair unsurlar ve mevalid ve ma’denler hizmet ettikleri gibi; senin de bunları sana müsahhar eden ve istifadene müheyya kılan zata hizmet etmen lazımdır.)
Amma
فَلَا تَجْعَلُوا لِلّٰهِ اَنْدَادًا
cümlesinin nazm ve diziliş keyfiyeti ise, bilmiş ol ki: bu cümlenin diziliş vaziyetinden çıkıp uzanan hatlar, çizgiler ayetin birinci cümlesi olan
يَا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا
cümlesine.. Ve keza
ضخر خل صصخطزصمتش اَلَّذِي خَلَقَكُمْ
اَلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ
cümlesine.. Ve yine
اَنْزَلَ
kelimesinede ucları dayanmaktadır. Yani şu bütün cümleler şöyle emrediyor, diyorlar ki: “Rabbinize ibadet ettiğinizde sakın başkalarını –ubudiyyet noktasında– ona şarik, ortak itikad edip de teşrik etmeyiniz. Çünkü “Rabb” yalnız Allah’dır. Hem çünki o, sizin ve nev’inizin Halikı,yaradanıdır. Öyle ise, siz Allah’tan gayrı, birbirlerinizi yek-diğerlerinize Rabb olarak ittihazetmeyiniz! Hem çünki o, toprağı, yeri sizin için halkeyleyip seren ve size bir beşik heyetine getirendir. Hem çünki semavatı halkedip, dünya binanıza tavan yapan yine odur. Öyle ise, putperestliğin menşei olan Tabiî sebeblere hakikî te’sir vererek, o şeylerin te’sir-i hakikîye sahib olduklarını itikad etmeyiniz. Hem çünkü, rızkınız ve maişetiniz için suyu semadan yere indiren ve gönderen yine o olduğu gibi; ne kadar nimetler varsa, hepsi bilâşek ondandır. Öyle ise, şükür ve ibadet yalnız ona olmalıdır.
------------------------------
Yükleniyor...