gözlerinin görmeye bağlı işlerine veya gördükleri iş ameline remzen bakar ve baktırır. Az üsttede bu mânâya dair tafsilat verilmiştir.

Ve amma

كُلَّمَٓ اَضَٓءَ لَهُمْ مَشَوْا ف۪يهِ وَاِذَآ اَظْلَمَ عَلَيْهِمْ قَامُوا

cülmesi heyet ve vaziyetine gelince; evvela bu cümlenin istinafı (müstaki mukadderliği) şöyle işaret ediyor ki: Dinleyici sami’, vakta musibetin çeşitlik ve değişkenliğini gördü; münafıkların iki halet içerisindeki ahval ve şeinleriden sual eyledi. (Yani ayetin bu cümlesinde: “her ne vakit şimşek çok parlak ışığıyla onları aydınlatsa; ziya içinde yürümeye başlarlar. Fakat çok az sonra, şimşeğin nuru çekilerek üzerlerine karanlığın çökmesiyle, yerlerinde donarcasına durup kalırlar olan temsilindeki iki hal demektir.) ayet ise, şu cevabı suali içinde olan bir ifade ile samia cevab verdi.

Amma cümle-i ayette olan ziyalandırma, aydınlatma işinde

كُلَّمَٓ

ifadesini, karartmada ve karanlığı getirtmede ise,

اِذَا

yı isti'mal etmesindeki hikmet ise; temsil ile halleri gösterilenlerin ziyaya karşı çok şiddetli hırs gösterdiklerine ve en edna bir ziyanın, ışığın kırıntısına karşı bile fırsat kolladıklarına işarettir. ayrıca

كُلَّمَٓ

lafzı, müstakim bir istisnaî

{ Kıyas-ı istisnaî ve ³_«WÅV­6 lafzına tatbiki: Risale-i Nur'un bazı yerlerinde mantıkî bir ıstılah olan bu kıyasın tarif ve tatbiki yapıldığı malum. Mesela: Onbirinci Lem’a’nın birinci nüktesinde olduğu gibi... Seyyid Şerif-i Cürcanî’nin “Tarifat” adlı eserinde yapılmış tarifin hülasası ise şöyle: "Kıyas-ı istisnaî: Neticenin, ya da nakîzinin bilfiil içinde mezkûr olan kaziyedir.” diyor ve misaller de veriyor.

Risale-i Nur’un Lem’alar kitabının “Onbirinci Lem’a”sında bu kıyas şöyle izah edilmiş, aynen alıyoruz: (Nasıl mantıkça kıyas-ı istisnaî misali olarak denilir: “Güneş çıktı..öyle ise netice veriyor şimdi gündüzdür. Menfî netice için deniliyor: “gündüz yok, öyle ise netice veriyor ki Güneş çıkmamış..ilh)

Şimdi burada

كُلَّمَٓ

içinde mevcudiyetinden söz edilip, misali verilmemiş izahı da yapılmamış olan “müstakim kıyas-ı istisnaî”, (dosdoğru istisnalı kıyas) şöyle izah ile tatbiki yapılabilir: Ayet

كُلَّمَٓك

yani şimşeğin her çakışında, karanlıktakiler ziya gelir gelmez, hemen kalkıp o ziya içinde yürümeye başlıyor.” diyor. Buna göre; “şimşek çaktı öyle ise netice veriyorki; şimdi aydınlanma başlamıştır. Şimşek yok, öyle ise netice veriyorki, dünya şimdi karanlıktadır.

Bu kıyasın hale tatbiki ise, şöyle olabilir: “Vicdan-ı beşer içindeki “hidayet çekirdeği”, imanın ve hidayetin nuru teceli etti. Öyle ise, netice veriyor ki; kalb ve ruh alemi aydınlanmıştır. Amma iman ve hidayet güneşi, vicdandaki hidayet çekirdeği ufkundan –ziyasının su-i istimali engelinden tecelli edemedi. Öyle ise netice veriyor ki; şahsın hususî alemi kapkaranlıktır.” –Mütercim–}


kıyası tazammun ettiğine de bakmaktadır.

Yükleniyor...