imkanları –müthiş savttan– kalmadığı gibi; şimşekde onlara hasm-ı can olarak vermiş olduğu çok keskin, müdhiş ziyasıyla onların gözlerini kamaştırıp kararttığına işaret eyledi.

Daha sonra, temsildeki adamlara karşı buğz ve düşmanlık etmek üzere kâinatın mevcudatı her taraftan cevaplaşmalarını duyduktan sonra sami’in zihni bu defa şöyle istifsarla çağırıyor: “Peki acaba bunların hali nereye varacak?. Ve ne yapacaklar?. Ve şimdi ne yapıyorlar?. Ve ne ile meşğuldurlar?.

İşte buna da cevaben, Kur’an-ı Mu’ciz:

كُلَّمَٓ اَضَٓءَ لَهُمْ مَشَوْا ف۪يهِ وَاِذَآ اَظْلَمَ عَلَيْهِمْ قَامُوا

diyerek, bu haldeki adamlar müşevveş, sergerdan, mütereddid ve mütehayyir bir halde bulunduklarını..ve kurtuluş ve onun yolunu gösteren herhangi bir işareti için en küçük bir fırsatı dahi değerlendirdiklerini ve en ufak ve görünmez en ince yolu da gösteren en edna bir görüntüyü dahi gözlediklerini ifade eyledi. Demekki o durum ve halde olan bu adamlar, şimşeğin her parıldayışından ayağa kalkarak yürümek için harekete geçtiklerini, lâkin o hareket; ruhlarının ızdırabından, başı kesilmiş hayvanın hareketi cinsinden olduğunu beyan etti. Buna rağmen, yine onlar şimşeğin her parıldamasından, belki ışığından istifade ederiz diye –faidesizliğini bildikleri halde– bir iki adım atıyorlarsa da; fakat her parıldama arkasından derakab bir zulmetin gelip, onları gaşyedip, müthiş şaşkınlık içerisinde bırakmasıyla, yerlerinde donup kalıyorlar.

İşte istima’ makamındaki zat, bunu da böyle dinledikten sonra; bu defa şu gelen suali istifsar yoluyla sormaya hazırlanırken; “yani niçin ölüp gitmiyorlar? Ya da büsbütün körleşip sağırlaşmıyorlar ki, bu ızdırab ve azaptan kurtulsunlar?.” diye sormak isterken; Kur’an cevap verdi.

وَلَوْشَٓءَ اللّٰهُ لَذَهَبَ بِسَمْعِهِمْ وَ اَبْصَارِهِمْ

Yani onlar, içinde bulundukları ızdırabtan kurtulmaya müstehak değillerdir. Onun için meşiet-i İlahiyye onların öldürülmesine taallûk etmiyor. Eğer taallûk etmiş olsaydı, işitme ve görmelerini alır götürürdü. Fakat semi’in (işitme hassesinin) yerinde bırakılmasında ikabı işitip duymak; ve görmenin bekasında azabı müşahede etmek noktasından; Allahü Tealanın kanunu dairesinden şüzûz eden ve ona karşı serkeşlik edenler için en muvafık iştir, muameledir.

Yükleniyor...