karanlığında –kendilerine ışıklandırmak için– bir ateş, ya da bir fener yakanların haline ne kadar da uygun düşüyor!..

Evet, münafıkların hal ve meseli şöyledir ki: karanlıklı, yağmurlu bir gecede sahranın ortasında kalmış bazı insanların, ısınmak veya aydınlanmak için ateş, yada bir fener, bir lamba yakarlar. Yaktılar amma, o ateşi veya lamba ve feneri fırtınadan koruyamadılar. Sonra, fırtına ve rüzgarın şiddetiyle, o ateş ve fenerleri söndü.. akabinde kapkaranlık bir zulmet onları sarmış oldu; her şey karanlığa boğularak görünmez oldu. Öyle ki adeta her şey kendileri için ma’dum ve yok gibi oldu. İşte bu vaziyet içinde kalmış olan o adamlar; gecenin zifiri karanlığından, hem durgunlyk ve sâkinlğinden dolayı adeta sağırdırlar. Hem gecenin körleşmesi ve körleştirmesi yüzünden; ve yakmış oldukları ışıklarının sönmesinden ötürü de, sanki kördürler. Hep o vaziyette konuşacak bir muhatap ve yardım ve imdad edebilecek bir muğîsleri (yardımlarına koşup kurtaranları) olmamasından, dolayısıyla istimdad edecek hiçbir yer ve kimseleri olmadığından, keennehû dilsiz ve laldırlar. Hem o halden kurtulmak için geri gelmekten de çaresiz kaldıklarından adeta birer ruhsuz, cansız karaltı gibidirler.

İşte, şu temsil ile benzetmesi yapılan müşebbehünbihde, (benzetilende) birkaç esaslı noktalar var ki; anlatılmak istenen kimselerin haline, birkaç esasî noktalardan birbirine bakmaktadır. Mesela: temsildeki zulmet, küfre bakmakta; ve temsildeki çaresizlik içindeki hayretli hal, münafıkların tezebzüb ile tereddüdlü hallerine; ve orada yakılan ateş de, buradaki münfıkların fitnelerine nazar ediyor. Ve daha buna göre kıyasla!..

2- Eğer desen: Temsilde bir nurdan, bir ışıktan bahsedilmiş, münafıkların herhangi bir nuru, ışığı var mıdır ki; temsil onların haline tamamiyle tatbik edilebilsin?..

evaben sana denilir: Şahısta (bir münafık olan şahısta) nur ve ışık olmasa da, muhitinde bulunabilen ışıklar, ona nur ve ziya verebilmesi, ulaşılması mümkin oabilir. Muhitinde, etrafında nur bulunmasa da, kavm ve milleti içeriside bulunabilir de, ziyalanması imkan dahili olabilir. Şayet kavm ve kabilesinde de olmazsa; nev’inde, cinsinde bulunabilir ve onun bundan, dolaylı olarak istifadesi mevzuubahis olabilir. Faraza nev’i ve cinsinde de olmazsa, –üst kısımlarda izahı geçtiği üzere– o şahsın (her bir

Yükleniyor...