de bir misal istiyorsan; Sûrenin (Bakara Suresi) başından buraya kadar şerhleri yapılmış vecih üzere olan ayetler buna dair beyyin, açık ve net misaldirlar.
---------------(((---------------
Not: Gelen “Yedinci Mesele”yi, Muhakemat kitabındaki “Unsur-ül Belağat” ın yedinci meselesinde de okumak lazım..
–Mütercim–
YEDİNCİ MESELE: Bilmiş olasın ki; üslubun içinde mündemiç bulunan hayal, hakikatın bir çekirdeği üstünde sünbüllenmesi lazımdır. Aynı zamanda o hayal, bir ayine gibi olup, onunla ma’neviyatın (ma’naya ait şeylerin) içindeki haricî silsilelerle de, münderic bulunn kanunlar ve illetlerde inikas etmelidirler. Nahv ilmi felsefesinin kitaplarında mezkûr olan münasebetler dahi bu kabildendir. Nasıl ki mezkûr ilimde: “Ref’, fail içindir. Çünki kuvvetli olan kuvvetliyi bulup almaktadır.” Diye söylenmiş.. Ve daha buna göre kıyasla..
SEKİZİNCİ MESELE: (Nahv ilmi üstadlarında İmam-ı Ömer bin Osman) Seybeveyh, katiyyen hüküm etmiştir ki: “birkaç mânâyı ifade eden “Harf” namı altındaki “Min” ve “ila” ve “ba” ve diğerleri gibi edatlar da ma’nanın aslı birdir, zail olmaz. (Yani, herbirisinin bir aslî ma’nası vardır) lâkin makam ve garaz itibariyle, bazen muallak mânâlardan birisini çeker alır, içer. O vaziyette asli olan mânâ, yeni gelen misafirlerine bir suret ve bir uslüp olmuş olur.”
Aynen bunu gibi; luğat fıkhı ve ilminin özüne âşina olan kimseler, derince bir teemmül edip düşünseler, bileceklerdir ki; ekseriya (mânâlarda) müşterek ola lafzın bir ma’nası vardır, sonra bazı münasebetlerle teşbihler araya düşer.. Ve sonra ondan da “mecaz” lar baş gösterir.. Ve sonra bundan da örfî
{ Örfî hakikatler, bir lafzın kendi asli yerinden başka bir mevkiye nakledilmiş olmasıdır. Mesela: “Adl” ismi ve lafzı, luğatın esasında “Adalet” gibi masdardır. Sonra kullanış örfünde “Adil” olmuş, dolayısıyla “Örfî bir hakikat” olmuş, kalmıştır. (Elmuhitül- Muhit, sh: 182) –Mütercim–}
hakikatler meydana çıkarlar. Sonra da ma’nalar taaddüd eder birkaç olur. Hatta, mesela: “Ayn” kelimesinin bir olan ma’nası ki “Basar” (göz) veya “pınar” iken; güneşe dahi ıtlak edilmiş verilmiştir. Yani: “Ayn” lafzının güneşe itlakının mânâsı ile
---------------(((---------------
Not: Gelen “Yedinci Mesele”yi, Muhakemat kitabındaki “Unsur-ül Belağat” ın yedinci meselesinde de okumak lazım..
–Mütercim–
YEDİNCİ MESELE: Bilmiş olasın ki; üslubun içinde mündemiç bulunan hayal, hakikatın bir çekirdeği üstünde sünbüllenmesi lazımdır. Aynı zamanda o hayal, bir ayine gibi olup, onunla ma’neviyatın (ma’naya ait şeylerin) içindeki haricî silsilelerle de, münderic bulunn kanunlar ve illetlerde inikas etmelidirler. Nahv ilmi felsefesinin kitaplarında mezkûr olan münasebetler dahi bu kabildendir. Nasıl ki mezkûr ilimde: “Ref’, fail içindir. Çünki kuvvetli olan kuvvetliyi bulup almaktadır.” Diye söylenmiş.. Ve daha buna göre kıyasla..
SEKİZİNCİ MESELE: (Nahv ilmi üstadlarında İmam-ı Ömer bin Osman) Seybeveyh, katiyyen hüküm etmiştir ki: “birkaç mânâyı ifade eden “Harf” namı altındaki “Min” ve “ila” ve “ba” ve diğerleri gibi edatlar da ma’nanın aslı birdir, zail olmaz. (Yani, herbirisinin bir aslî ma’nası vardır) lâkin makam ve garaz itibariyle, bazen muallak mânâlardan birisini çeker alır, içer. O vaziyette asli olan mânâ, yeni gelen misafirlerine bir suret ve bir uslüp olmuş olur.”
Aynen bunu gibi; luğat fıkhı ve ilminin özüne âşina olan kimseler, derince bir teemmül edip düşünseler, bileceklerdir ki; ekseriya (mânâlarda) müşterek ola lafzın bir ma’nası vardır, sonra bazı münasebetlerle teşbihler araya düşer.. Ve sonra ondan da “mecaz” lar baş gösterir.. Ve sonra bundan da örfî
{ Örfî hakikatler, bir lafzın kendi asli yerinden başka bir mevkiye nakledilmiş olmasıdır. Mesela: “Adl” ismi ve lafzı, luğatın esasında “Adalet” gibi masdardır. Sonra kullanış örfünde “Adil” olmuş, dolayısıyla “Örfî bir hakikat” olmuş, kalmıştır. (Elmuhitül- Muhit, sh: 182) –Mütercim–}
hakikatler meydana çıkarlar. Sonra da ma’nalar taaddüd eder birkaç olur. Hatta, mesela: “Ayn” kelimesinin bir olan ma’nası ki “Basar” (göz) veya “pınar” iken; güneşe dahi ıtlak edilmiş verilmiştir. Yani: “Ayn” lafzının güneşe itlakının mânâsı ile
Yükleniyor...