üst tarafta geçen ayetlerde teemmül eyle! Ta bunların doğruluklarını en latif bir vechte göresin.

Ya da, bu mevzu da –eğer istersen– İmam-ı Busîrî’yi bir ziyaret eyle! Bak, nasıl bir doktor-u hekîm üslubuyla reçeteyi yazmış, “Himye” lafzıyla bu üslûba işaret eylemiş. İşte:

وَاسْتَفْرِغِ الدَّمْعَ مِنْ عَيْنٍ قَدِ اْمَتَلَاتْ ، مِنَ الْمَحَارِمِ وَالْزَمْ حِمْيَةَ النَّدَمِ

Mânâsı: Şeran hazar edilip bakılması caiz olmayıp haram olan şeylerle dolmuş bulunan bir gözden, gözyaşlarını akıtmak suretiyle onları istifrağ ile boşalt! Sonra da, nedamet ve pişmanlık perhizini o göze tuttur.

Ya da, Süleyman aleyhisselamın Hüdhüd’ünü dinle! Bak, nasıl o, şu ayette; su bulma ârîfliği ve mühendisliği olan kendi sanatına îma etmiştir. İşte:

لَّا يَسْجُدُوالِلَّهِ الَّذِي يُخْرِجُ اَلْخَبْءَ ف۪يالسَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ

«! Neml/25 kısacık meali: “Bir kavm gördüm; göklerde ve yerdeki gizlilikleri, ma’den definelerini çıkaran Allah’tan gayrısına secde ediyorlardı.”

---------------(((---------------

DÖRDÜNCÜ MESELE: Bilmiş ol ki; Kelam ifade, ve beyan, ancak o vakit kuvvet ve kudret kesbedebilir ki; eczaları şu gelen beytteki ma’nanın tasdikçisi ola. İşte:

عِبَارَاتُنَا شَتَّي وَحُسْنُكَ وَاحِدٌ ، وَكُلٌّ اِلَي ذَاكَ الْجَمَالِ يُشِيرُ

[Yani: Senin hüsnün, cemalin bir iken, bizim ifadelerimizdeki ta’birler ayrı ayrıdır, değişiktir. Lâkin o değişik ibarelerin tamamı, senin o biricik cemaline işaret ediyorlar.]

İşte bunun gibi; kelamın da bütün kayd, diziliş ve heyetleri de karşılıklı olarak birbirleriyle cevaplaşmaları ve herbirisi diğerlerinin elini tutmuş olması ve yekdiğerlerine muzahir ve yardımcı olması; ve küllî garazın hususî semereleri ile birlikte –vaziyetine göre– her birisi o küllî garaz ve maksada el atması lazımdır, Öyle ki, adeta müşterek olan o garaz ve maksad ortada bir havuzdur da, etrafındaki rutubet ve yaş nemleri kendine çekip emmektedir. İşte kelamın bu tarzdaki cevaplaşmalarından

Yükleniyor...