gösterdikleri işaretlerinden elde edilen nüktelerdir. Adeta altunu eritip beyaz gümüş taşların aralarına dökmek gibidir. İşte i’cazın bu kısmının semere ve meyveleri ise, Fenn-i Meânînin taahüdünde olan “Beyan” letaifleridir.
�kinci Kısım İ’caz: Yüksek fiatlı bir libas, pek kıymetli bir hulle bir kaftan gibidir ki, manaların kametine göre üslüptan kesilip biçilen ve bir çok değişik parçalardan alınarak muntazam bir haytla, iplikle dikilen ve sonra ondan kıssa ve hikayelerin şekline, ya da garaz ve maksadın vaziyetine göre giydirilen kalıp ve üslüplardır. Bu kısmın imali, yapılışı ise, fenn-i Beyanın taahhüdündeki temsilattır.. Ve bu ikinci kısım i’cazın en ehemmiyetli meseleleri de “temsil keyfiyeti” dir. (Yani misal verme, temsil ile misalini göstermekle, zihnin anlamasını sağlamadır.) Bu hikmetten olsa gerektir ki, Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan, bine yaklaşan temsilatı çoğaltmış, zikretmiştir. (Kur’an
وَلِلّٰهِ الْمَثَلُ الْاَعْلَي
en yüksek temsil Allah’ın dır buyurmuştur.) Zira, temsilde latif bir sır ve yüksek bir hikmet vardır.
{ Bu makamda, 28. Mektubun 7. Meselesindeki “Sırr-ı Temsil” ile ne kadar muazzam hakikatlerin toparlanıp vuzûha kavuşturulduğu yere de bakmak gerek. –Mütercim–}
Evet, temsil ile kuve-i vâhime (vehim duygusu) akla mağlup olduğu gibi, hayal dahi fikre inkiyad etmeye mecbur kalır. Hem yine temsil ile gaipte olan, görünmeyen şey, hazırmış gibi vaziyet alır.. Ve makul olan işler ve emirler (Yani akılda varlıkları mümkin ve mevcud, fakat elle tutulup, gözle görülmiyen şeyler) hissedilmiş gibi olur. Manalardaki hakikatlarda adeta göz önünde cisimleşir. Hem yine temsil ile, dağınık ve müteferrik hakikatlar cem’ edilip toparlanabilir. Keza birbirleri içinde karışık, muhtelit meseleler temsil ile birbiriyle kaynaşmış halini alır. Keza sırr-ı temsil ile, ihtilaflı görüş ve fikirler ittihada gelir ve birbirinden kopuk hal ve durumlar ittisal peyda ederler. Yine temsil sırrı ile silahsız hakikatlar (yani delil ve bürhansızlar) silahlanır durur ve hakeza…
Eğer bu meselenin biraz daha tafsilini istiyorsan; gel, benimle beraber “Delail-ûl İ’caz” kitabı sahibi Abdulkahir-i Cürcanînin esrar-ı belağat mevzu’unda terennüm eylediği sözlerine kulak ver. İşte o demiştir ki:
Not: Abdulkahir-i Cürcanînin tercümesi siyahlandırılmış olanlardır.
–Mütercim–
�kinci Kısım İ’caz: Yüksek fiatlı bir libas, pek kıymetli bir hulle bir kaftan gibidir ki, manaların kametine göre üslüptan kesilip biçilen ve bir çok değişik parçalardan alınarak muntazam bir haytla, iplikle dikilen ve sonra ondan kıssa ve hikayelerin şekline, ya da garaz ve maksadın vaziyetine göre giydirilen kalıp ve üslüplardır. Bu kısmın imali, yapılışı ise, fenn-i Beyanın taahhüdündeki temsilattır.. Ve bu ikinci kısım i’cazın en ehemmiyetli meseleleri de “temsil keyfiyeti” dir. (Yani misal verme, temsil ile misalini göstermekle, zihnin anlamasını sağlamadır.) Bu hikmetten olsa gerektir ki, Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan, bine yaklaşan temsilatı çoğaltmış, zikretmiştir. (Kur’an
وَلِلّٰهِ الْمَثَلُ الْاَعْلَي
en yüksek temsil Allah’ın dır buyurmuştur.) Zira, temsilde latif bir sır ve yüksek bir hikmet vardır.
{ Bu makamda, 28. Mektubun 7. Meselesindeki “Sırr-ı Temsil” ile ne kadar muazzam hakikatlerin toparlanıp vuzûha kavuşturulduğu yere de bakmak gerek. –Mütercim–}
Evet, temsil ile kuve-i vâhime (vehim duygusu) akla mağlup olduğu gibi, hayal dahi fikre inkiyad etmeye mecbur kalır. Hem yine temsil ile gaipte olan, görünmeyen şey, hazırmış gibi vaziyet alır.. Ve makul olan işler ve emirler (Yani akılda varlıkları mümkin ve mevcud, fakat elle tutulup, gözle görülmiyen şeyler) hissedilmiş gibi olur. Manalardaki hakikatlarda adeta göz önünde cisimleşir. Hem yine temsil ile, dağınık ve müteferrik hakikatlar cem’ edilip toparlanabilir. Keza birbirleri içinde karışık, muhtelit meseleler temsil ile birbiriyle kaynaşmış halini alır. Keza sırr-ı temsil ile, ihtilaflı görüş ve fikirler ittihada gelir ve birbirinden kopuk hal ve durumlar ittisal peyda ederler. Yine temsil sırrı ile silahsız hakikatlar (yani delil ve bürhansızlar) silahlanır durur ve hakeza…
Eğer bu meselenin biraz daha tafsilini istiyorsan; gel, benimle beraber “Delail-ûl İ’caz” kitabı sahibi Abdulkahir-i Cürcanînin esrar-ı belağat mevzu’unda terennüm eylediği sözlerine kulak ver. İşte o demiştir ki:
Not: Abdulkahir-i Cürcanînin tercümesi siyahlandırılmış olanlardır.
–Mütercim–
Yükleniyor...