uluhiyetine muvafık görülmemekle beraber– istihza ile tabir etmiş olmasında; sohbette bir müşakelet olduğuna işarettir. (Yani, sanki karşılıklı konuşmaların aynı cinsten olduğuna ve birbirine benziyen ifadelerin kullanıldığı işarettir.) Hem dahi istihza ile cezalandırma vaziyeti ima ediyor ki; bu şiddetli ceza
{ Evet, istihza ile ceza şiddetlidir. Zira sen birisini yere yatırmış ellerini ve ayaklarını bağlamış kamçılıyorsun. Kamçılarken de kahkahalar atıp, mezhebin nasıldır diye istihzaya alsan; işte o zaman o adam için en şiddetli bir ceza olmuş olur. –Mütercim–}
onların istihzalarının cezasıdır, neticesidir, gereği ve lazımıdır. Bununla berber, burada asıl murad, istihzalarına karşı istihzanın lazımıdır. Yani, onları istihza ile tahkirdir.. Ve keza onların faydasız, (mü’minlere de zararsız) istihzaları, Allah-ü Tealanın aynı tarz ve aynı üslupla istihzalarını kendilerine celbetmekle, onlara pek zararlı düştüğüne remzetmek içindir. Bunun örneği: Tıpkı birisinin, seni istihzaya aldığını zan ettiği vakitte, bir de görürsün ki, istihza eden deli gibi birisidir. O vakit sen de istersin ki, bir şetim ile de olsa, seninle konuşuversin, ta ki ona gülüp eğlenesin Demekki, onun seninle olan istihzası senin onunla olan istihzan gibidir.
Sonra ö
يَسْتَهْزِيÎ
de bir mudari’ vardır. (Yani, hali ve istikbali içine alan “istihza eder, ediyor” mudarii) Bunun sabıkında, önceki ayette ise,
مُسْتَهْزِوÎنَ
dir, ism-i fail ile gelmiştir. Bu ise şuna işarettir ki: Allahu Teala’nın şiddetli cezaları ve tahkiratı hep üzerlerinde tazelenmektir ki , elem ve acıyı iyi hissetsinler ve onunla tam müteessir olsunlar .Çünkü, aynı tarz ve yeknesak üzere devam eden bir şeyin gittikçe te’siri azalır, belki de bazen yok olur. Bu manayı ifade için denilmiştirki: “Hissettirmenin, duyurmanın şartı ihtilaftır. Yani, bir biri, ardı sıra değişip tazelenmedir.”
Amma
وَيَمُدُّهُمْ ف۪ي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
den çıkan mana şöyle takdir edilebilir ki : münafıklar dalaletin esbabına tevessül eylediler ve ona yöneldiler ve onu taleb ettiler . Cenab-ı Allahta ,onu onlara verdi. Buna göre,
يَمُدُّ
lafzında İ’tizalın görüşünü reddettiğine remiz vardır. Ayrıca,
{ Evet, istihza ile ceza şiddetlidir. Zira sen birisini yere yatırmış ellerini ve ayaklarını bağlamış kamçılıyorsun. Kamçılarken de kahkahalar atıp, mezhebin nasıldır diye istihzaya alsan; işte o zaman o adam için en şiddetli bir ceza olmuş olur. –Mütercim–}
onların istihzalarının cezasıdır, neticesidir, gereği ve lazımıdır. Bununla berber, burada asıl murad, istihzalarına karşı istihzanın lazımıdır. Yani, onları istihza ile tahkirdir.. Ve keza onların faydasız, (mü’minlere de zararsız) istihzaları, Allah-ü Tealanın aynı tarz ve aynı üslupla istihzalarını kendilerine celbetmekle, onlara pek zararlı düştüğüne remzetmek içindir. Bunun örneği: Tıpkı birisinin, seni istihzaya aldığını zan ettiği vakitte, bir de görürsün ki, istihza eden deli gibi birisidir. O vakit sen de istersin ki, bir şetim ile de olsa, seninle konuşuversin, ta ki ona gülüp eğlenesin Demekki, onun seninle olan istihzası senin onunla olan istihzan gibidir.
Sonra ö
يَسْتَهْزِيÎ
de bir mudari’ vardır. (Yani, hali ve istikbali içine alan “istihza eder, ediyor” mudarii) Bunun sabıkında, önceki ayette ise,
مُسْتَهْزِوÎنَ
dir, ism-i fail ile gelmiştir. Bu ise şuna işarettir ki: Allahu Teala’nın şiddetli cezaları ve tahkiratı hep üzerlerinde tazelenmektir ki , elem ve acıyı iyi hissetsinler ve onunla tam müteessir olsunlar .Çünkü, aynı tarz ve yeknesak üzere devam eden bir şeyin gittikçe te’siri azalır, belki de bazen yok olur. Bu manayı ifade için denilmiştirki: “Hissettirmenin, duyurmanın şartı ihtilaftır. Yani, bir biri, ardı sıra değişip tazelenmedir.”
Amma
وَيَمُدُّهُمْ ف۪ي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
den çıkan mana şöyle takdir edilebilir ki : münafıklar dalaletin esbabına tevessül eylediler ve ona yöneldiler ve onu taleb ettiler . Cenab-ı Allahta ,onu onlara verdi. Buna göre,
يَمُدُّ
lafzında İ’tizalın görüşünü reddettiğine remiz vardır. Ayrıca,
Yükleniyor...