1- Salah değil, fesadlarını ispat ederek..

2- Kendilerinin müfsidlerin gerçek halleriyle müttehid ve müttasıf bulunduklarını izhar ederek..

3- Ve onların iş ve halleri yalnız fesad ve bozgunculuk üzerinde olduğunu i’lan ederek..

4- Ve fesad ve ifsad hükmünün onlar hakkında sabit olduğunu bildirerek..

5- Ve insanları onların kötülük ve şenaatlerina karşı uyararak..

6- Ve onların câmid cisimlermiş gibi, hissizlik ve duyarsızlıklarını ispat edip cehaletlerini göstererek cevaplandırdı.

Eğer istiyorsan; ayetteki

قَالوُا

lerinden tereşşüh eden iddialarına ve mesleklerine dair olan da’valarını revaçlandırmak istemelerine karşı Kur’anın mü’minleri tenbih etmek üzere, ´ž«! ile yaptığı îkaz, münafıkları nasıl tezyif eylediğine bak!

Hemö

اَلاٰاِنَّهُمْ

de tahkik için getirilen

اِنَّ

ye bak ki,

اِنَّمَ نَحْنُ مُصْلِحوُنَ

deki

اِنَّمَ

ile, ma’lumiyetini iddia ettikleri da’valarını nasıl reddettiğini gör! Evet, bu

اِنَّ

güya der ki: onların hakikatta ve batında halleri katiyetle fesad ve ifsad olduğundan, zahirde dahi da’va ettikleri salah ve yapımcılık da’valarında hiçbir ciddîlik yoktur.

Keza,

هُمْ

deki hasra (yalnız onlar münhasırlığı) veö

الْمُفْسِدُونَ

ile ta’rifleri yapılan hallerine de bak ki; nasıl

اِنَّمَ

Veö

نَحْنُ

deki zımnî ta’rizlerine (ya’ni bir çeşit istihzalı tenkidlerine) karşı, Kur’an nasıl mu

Yükleniyor...