Ve

َالَّذِينَ اٰمَنُو ا

deki

اَلَّذ۪ي

sılasını ortada medar yapmasında, şöyle bir işaret vardır ki; münafıklar kendilerini mü’minlere iman sıfatıyla sevdirmeye ve mü’minlerin iman damarlarını heyecana getirip ve kendilerini onunla sevdirip içlerine girmeye çalıştıklarına işarettir.. Ve bunda şöyle bir îma dahi vardır ki; akılları imanın nuruyla münevver olan mü’minlerin cemaatına karşı hilelerinin saklanmadığını, dolayısıyla bunda da yine hilelerinin akim kalmış olduğunu netice vermektedir.

Ayetin ikinci cümlesi olanö

وَماَيَخْدَعُونَ اِلَّا اَ نْفُسَهُمْ

ün nazm ve diziliş vechi şöyledir: “Onlar o hile ile ancak kendilerini aldatır” cümlesindeki hasrda, yani münhasırlıkta; münafıkların yaptığı iş ve muamelelerinde, aksülamel ile karşılaşan akıllarının tam sefihlik ve budalalıklarına bir işaret vardır. Nasıl ki bir adamın bir dûvara doğru fırlattığı taş, geri sıçrayıp gelip onun kafasını kırması gibi; münafıkların da, mü’minleri zarar ve ziyana uğratmak için çıkarttıkları fitne ve hile okları, geri dönüp kendilerine isabet ettiği için, bizzat kendilerine hile edip aldatıyorlar gibidir.

Hem

يَضُرُّونَ

yerine

يَخْدَعُونَ

kelimesini almasında; onların son derece sefihlik ve ahmaklıklarına işaret içindir. Evet akıllılar içersinde kasden ve bilerek kendi nefsine zarar verenler bazen bulunabildiği halde, amma amden ve bilerek kendini hile ile aldatan bulunmaz. Şayet böylesi bir kimse bulunsa, ancak insan suretinde bir eşek hayvan olabilir.

Veö

اَنْفُسَهُمْ

ünvanında ise, şöyle hafî bir remiz vardır ki; onların münafıklık ve hileleri, nefsanî bir hazz, birer arzu ve nefsî olan hasis birer garaz için olduğundan; kendileri için istediklerinin nakîzini ve tam aksini netice vermiştir.

9- Eğer desen:

وَماَيَخْدَعُونَ اِلَّا اَ نْفُسَهُمْ

(Münafıklar ancak kendi nefislerini aldatıyorlar) deki bu muhasırlıkta, onların hud’a ve hilelerinin İslâma ve müslümanlara zarar vermediğini ima ediyor. Halbuki, İslam ve müslümanlar; alem-i İslâm milletleri arasında bir zehir gibi yayılan nifakın

Yükleniyor...