يُخاَدِعُونَ اللّٰهَ وَالَّذِينَ اٰمَنُو ا وَماَيَخْدَعُونَ اِلَّا اَ نْفُسَهُمْ وَماَيَشْعُرُونَ د

فِيقُلوُبِهِمْ مَرَضٌ فَزَادَهُمُ اللّٰهُ مَرَضاً وَلَهُم عَذَابٌ اَلِيمٌ بِماَكَانُوا يَكْذِبُونَ د

Bakara/ 9,10

Ey aziz bilmiş ol ki; bu ayetin önceki ayetle olan münasebet, nazm veya diziliş vechi ise; cümleleri, münafıkların hal ve vaziyetlerinin ayrı ayrı vasıf ve sıfatlarına (birlikte) işaret etmeleridir.

İşte cümlelerinin mealleri itibariyle ifade ettikleri hususlar:

1- Nifakın üstüne tevbihi yığmaya..

2- Sonra onu pek şeni’ göstermeye..

3- Sonra, nifakı taşıyanları takbih eyleyip i’lan etmeye..

4- Sonra, onlara tehdid yağdırmaya..

5- Sonra, onları terhib edip korkutmaya.

6- Sonra, hallerinden taaccüp duymağa ..

7- Sonra, –üst tarafta zikri geçmiş– sözlerinden sızan maksadlarını açığa çıkarmaya..

8- Sonra, sözlerinin asıl sebep ve illetini beyan etmeye..

9- Sonra nifaktan neş’et eden ilk dört cinayetlerini.. ki bunlar aldatma, ifsad, mü’minleri aşağılama, mü’minlerle alay ve istihza dır) dile getirmeye..

10- Sonra hiyanet ve hilelerini, temsil içinde istiâreli bir üslub ile temsil ettirmeye işaret etmesidir.

Evet münafıkların, Allah’ın ahkâmıyla, Peygamber (A.S.M.) ile ve mü’minlerle olan muamelerinin şeklini tasvir temek üzere; onların bazı dünyevî menfaat ve garaz için, içlerinde küfrü sakladıkları halde, zahiren yalancı bir iman izhar ederler. Lâkin Allah’ın, Peygamberin ve mü’min-lerin

Yükleniyor...