İkinci Nükte: Münafıkların mü’minlerle ihtilatları olduğu yani, içiçe ve beraberce yaşadıkları için, mü’minlerle yavaş-yavaş ünsiyet peyda ediyor ve azar azar imanla ülfete alışıyor. Ve peyderpey kendi amellerinin halını kötü görme ve hareketlerini şe’ni bulma halı sebebiyle, durumlarından nefreti kesbetmeye başlayabilirler. Daha sonra, kelime-i tevhid olan
لاٰاِلَهَ اِلاّاللّٰهُ
kelamı lisanından kalbine doğru damlamaya başlayabilir. (Onun için, münafıkların sıfat ve tavsifatları bu gibi hikmetlerden dolayı çokça yad’a getirilmiştir.)
Üçüncü Nükte: Münafıkın, küfrün üstünde ziyade gelen bir çok cinayetleri daha vardır. Mesela: İstihza, aldatma, tedlis, hile, yalancılık ve riyakarlık gibi…
Dördüncü Nükte: Münafıkların çoğu ehl-i kitaptan ve cerbeze-i vehmiyye ehlinden odukları için; hileci, dessas ve aldatıcı olup, şeytanî bir zekaya da sahib oluyorlar. Öyle ise: Kur’anın, haklarında itnab yapıp uzatması, belağatça en isabetli düşen bir iş omuştur.
Yükleniyor...