içine âli bir nizamı tevdi’ eylemiş.. Öyle de, hurdebînî olan küçücük hayvanatın midelerine de dakik bir nizam bırakmıştır. Hem nasıl ki Semavat içinde muallakta ve asılı olan ecram-ı ulviyye ve büyük yıldızları “Cazibe-i umumîye” denilen kanununa rabtedip bağlamış.. Öyle de, “cevahir-i ferde” denilen zerreler ve atomları da, o kanunun nazîri olan bir kanunla nazm eyleyip dizmiştir ki; adeta bu, o büyük kanunun küçültülmüş misalidir.

Evet, aczin tedahülü ile, mahlukatın güç ve kuvvetlerinin mertebeleri tefavüt eder, derece derece olur, ayrı ayrı tarzda zahir olur. Amma aczin tedahül ve müdahelesi, hakkında muhal-ender muhal olan Zat-ı Kibriyanın kudreti karşısında ise, herşey bir ve müsavi olur. Zira acz, zatî olan kudretin zıddıdır. Feteemmel!…

6- Kudret-i İlahiye, eşyanın en evvel melekûtiyetlerine taalluk eyler. Başka bir tabirle, Kudret-i İlahiyenin taalluk eylediği ilk ve en evvel şey, eşyanın melekûtiyetleridir.(Yani ruhları ve hayatları cihetidir) Melekûtiyet ise, herşeyde şeffaftır, güzeldir ki, üst taraflarda izahı geçmiştir.

Evet, Cenab-ı Hak (C.C.) güneşin yüzünü nasıl ki nur ile parlatmış, Kamerin vechini de ziya ile aydınlatmış. Öyle de, gece karanlığının ve bulut kesafetininde melekûtiyetlerini öyle hasen ve nuranî kılmıştır.

7- Cenab-ı Hakkın azamet ve kibriyasının ölçüsü ve kemalatının mizanı ve evsafının muhakeme vasıtası beşerin zihnine sığışmaz, sığması da hiçbir vech ile mümkün değildir. Belki ancak bir vech ile

{ Mesnevi-i Arabînin Türkçe tercümesi –Badıllı tercüme– içindeki “Kur’an Envarından Bir Nur” isimli risalede ve aynı kitabın ikinci baskı, sh: 641’de bu mes’ele bir derece daha geniş izah edilmiştir. Müracat oluna. –Mütercim–}

ümkün olabilir ki, o da geniş ve derin bir tefekkür neticesinde, masnuatın umumundan EHADİYYET sırrıyla husûl bulacak olan bir nur ile; ve eserlerinin tamamından tecellî edebilecek bir yakîn ve ef’alinin yekunundan hûlasalanacak bir marifetle bir derece rasad edilebilir. Evet bir zerre, mezkûr evsaf ve ef’al-i Rububiyete bir derece küçücük bir ayine olabilir, amma hiçbir zaman ölçü ve mikyas olamaz.

İşte eğer bu (yedi) mes’eleleri düşünüp tefekkür edebildiysen, kat’iyyen bilmelisin ki; Vacib Teala ve Tekaddes Hazretlerinin mümkünata hiçbir suretle benzemediğini idrak etmiş olabilirsin. Çünki

Yükleniyor...