eserlerinde de aynı hakikatların ağaç olarak çok meyvedar ve bolca semeredar hâlini aldıklarını görmekteyiz. İşte buna göre, Hazret-i Bediüzzaman’ın umum te’lifatında olduğu gibi, amma hususiyle bu “İşarat-ül İ’caz” daki hakikatler; –Alim bir talebesi merhum Molla Hamza’nın da dediği gibi: Vakıf malı olan başka kitaplardan ve sair âlimlerin buluşlarından alınmış değillerdir. Eğer nadiren başkalarından alınmışsa, isim vererek nakletmiştir. Biraderzadesi büyük âlim merhum Abdurrahman’ın 1921 de tabedilen “LEMEAT” eseri arkasında yazdığı amucasının İstanbul ve Dar-ül Hikmet-ül İslâmiye hayat bölümünde de, aynı bu hakikatı, onun âsarından ve ahvalinden sezerek kaydedilmiştir.
Bu ifade ve beyanlaımızdaki hakikatı bir derece te’kid bakımından, Hz. Üstadın 1931 lerde (Barla’da iken) merhum Hulusi Bey’e yazdığı hususî bir mektubunda bakınız ne diyor:
[...yaldızla tabedilmiş “NOKTA” risalesini bu defa dikkatle mütalaa ettim. Cenab-ı Hakka şükrettim ki, eski Said’in fikr-i akliyle, iman nazarıyla bulduğu hakaiki; Yeni Said keşf-i kalbiyle, zevk-i vicdaniyle Kur’an’dan âhzettiği “Yirmidokuzuncu Söz”e mutabık, onu tağyir ve tebdile lüzum bırakmamış. Yalnız Eski Said’in kuvve-i ilim ve nazar-ı aklıyla göremediği ince noktalar var ki, “Yirmidokuzuncu Söz” de vardır... ilh. ]
{ Bu mektup, Hulusi Bey’in dosyamızda daha birkaç mektubuyla beraber mevcuttur.}
İŞARAT-ÜL İ’CAZ’IN KENDİ İÇİNDEKİ SAİR BAZI ÖZELLİKLERİ
Nümune için iki çeşidini kaydediyoruz:
Birisi: Bu kitap, nefis ve şeytan canibinden, akıl ve tefekkür cihetinden; veya ilim ve mantık zaviyesinden istifhamlı bulunabilen76 kadar istifhamlı suallerin esasını zikrederek, cevab-ı savap vermiş ve meseleyi kökünden hallederek açıklamıştır. Bu yetmişaltı sual ve cevaplardan üç tanesini nümune için kaydediyoruz:
1-Amelî ve fıkhîsi:
��Eğer desen: Küfür kalbe ait bir sıfattır. Acaba “zünnar”ı kuşanmak ve zünnara kıyas edilmiş olan şapkayı başa koymak, nasıl ve neden küfür olur?
Bu ifade ve beyanlaımızdaki hakikatı bir derece te’kid bakımından, Hz. Üstadın 1931 lerde (Barla’da iken) merhum Hulusi Bey’e yazdığı hususî bir mektubunda bakınız ne diyor:
[...yaldızla tabedilmiş “NOKTA” risalesini bu defa dikkatle mütalaa ettim. Cenab-ı Hakka şükrettim ki, eski Said’in fikr-i akliyle, iman nazarıyla bulduğu hakaiki; Yeni Said keşf-i kalbiyle, zevk-i vicdaniyle Kur’an’dan âhzettiği “Yirmidokuzuncu Söz”e mutabık, onu tağyir ve tebdile lüzum bırakmamış. Yalnız Eski Said’in kuvve-i ilim ve nazar-ı aklıyla göremediği ince noktalar var ki, “Yirmidokuzuncu Söz” de vardır... ilh. ]
{ Bu mektup, Hulusi Bey’in dosyamızda daha birkaç mektubuyla beraber mevcuttur.}
İŞARAT-ÜL İ’CAZ’IN KENDİ İÇİNDEKİ SAİR BAZI ÖZELLİKLERİ
Nümune için iki çeşidini kaydediyoruz:
Birisi: Bu kitap, nefis ve şeytan canibinden, akıl ve tefekkür cihetinden; veya ilim ve mantık zaviyesinden istifhamlı bulunabilen76 kadar istifhamlı suallerin esasını zikrederek, cevab-ı savap vermiş ve meseleyi kökünden hallederek açıklamıştır. Bu yetmişaltı sual ve cevaplardan üç tanesini nümune için kaydediyoruz:
1-Amelî ve fıkhîsi:
��Eğer desen: Küfür kalbe ait bir sıfattır. Acaba “zünnar”ı kuşanmak ve zünnara kıyas edilmiş olan şapkayı başa koymak, nasıl ve neden küfür olur?
Yükleniyor...