Evet, İşarat-ül İ’caz’ı, Arabî aslını anlayarak dikkatlice tetebbu etmiş zatlar, merhum Mehmet Akif gibi meâlen “Değil ki onun benzerini yazmak, belki onu tamamıyla anlayabilen dâhi, büyük âlimdir.
{ Bu mevzuda bak: Mufassal Tarihçe-i Hayat –A.B.– 2. Baskı sh: 905}
” diyecek-lerdir.
Hem yine, onun aslından mutalaa ederek tam anlayabilenler görüyorlar ve göreceklerdir ki; İşarat-ül İ’caz tefsiri, İslâm’ın iman ve akidesinin bütün umdelerini; ve İslamî bir çok hüküm ve şartlarının, farz ve vaciplerinin, hatta bir çok sünnet ve âdabının esaslarını da icmalen veya işareten tazammun etmiştir. Eğer bu eserin kamet ve kıymetine layık ve hürmetine muvafık olarak ve eski İslâm âlimleri ve şârihlerinin yaptığı gibi bir şerh ve izah edilebilseydi; Kur’an’ın ve sünnetin temel olan bütün hükümleri ve İslâmî ahlak ve âdabın bir çok nümuneleri zuhûr sahasına çıkmış olacaktı.
Evet, İşarat-ül İ’caz’ın te’lif ve terkib vaziyetinden sezilmektedir ki: Cenab-ı Hak Teala Hz.leri has teveccühü ile ve hususî ihsanıyla; ne kadar hakaik-i esasiye-i Kur’aniye ve İslâmiye varsa, bunların çekirdek ve tohumlarını müellifinin –tâ küçüklüğünden beri– ruhunda ekmiş ve derc eylemiştir.
Bu münasebetle, hatıra gelen bir hususu yazmadan geçemeyeceğim. Şöyle ki, diyorum: Risale-i Nur talebeliği vasfını taşıyan bazı âlim ve hocalarımız, bir nevi şöhret kesbetmek veya başka hiss ve saik ile, halledilmiş meselelere dair –orada burada– kitaplar yazmak yerine; gelsinler, şu cihan-baha hakikatler hazinesi olan “İşarat-ül İ’caz”ı iyice anlamaya ve harika hakikatlerini şerh edip anlatmaya çalışsınlar ve ona karşı diz çöküp, sadıkane “lebbeyk!” deyip şakird olsunlar; daha çok hayırlı ve ihlaslı iş yapmış olsunlar. Her ne ise!
İŞARAT-ÜL İ’CAZ’IN ÖZELLİKLERİ
İşarat-ül İ’caz’ın özellikleri pek çoktur. Nümunelik bir kaçına işaret etmek istiyoruz:
1- Eser, kendi sahasında ondan önce benzeri bir eserin yazılmamış olması, ki zaten aynı mevzu’ ve mealde benzeri bir eser, önceleri yazılmış ve mevcutsa, aynı tarzda eser yazmak ihlassızlıktır.
{ Bu mevzuda bak: Mufassal Tarihçe-i Hayat –A.B.– 2. Baskı sh: 905}
” diyecek-lerdir.
Hem yine, onun aslından mutalaa ederek tam anlayabilenler görüyorlar ve göreceklerdir ki; İşarat-ül İ’caz tefsiri, İslâm’ın iman ve akidesinin bütün umdelerini; ve İslamî bir çok hüküm ve şartlarının, farz ve vaciplerinin, hatta bir çok sünnet ve âdabının esaslarını da icmalen veya işareten tazammun etmiştir. Eğer bu eserin kamet ve kıymetine layık ve hürmetine muvafık olarak ve eski İslâm âlimleri ve şârihlerinin yaptığı gibi bir şerh ve izah edilebilseydi; Kur’an’ın ve sünnetin temel olan bütün hükümleri ve İslâmî ahlak ve âdabın bir çok nümuneleri zuhûr sahasına çıkmış olacaktı.
Evet, İşarat-ül İ’caz’ın te’lif ve terkib vaziyetinden sezilmektedir ki: Cenab-ı Hak Teala Hz.leri has teveccühü ile ve hususî ihsanıyla; ne kadar hakaik-i esasiye-i Kur’aniye ve İslâmiye varsa, bunların çekirdek ve tohumlarını müellifinin –tâ küçüklüğünden beri– ruhunda ekmiş ve derc eylemiştir.
Bu münasebetle, hatıra gelen bir hususu yazmadan geçemeyeceğim. Şöyle ki, diyorum: Risale-i Nur talebeliği vasfını taşıyan bazı âlim ve hocalarımız, bir nevi şöhret kesbetmek veya başka hiss ve saik ile, halledilmiş meselelere dair –orada burada– kitaplar yazmak yerine; gelsinler, şu cihan-baha hakikatler hazinesi olan “İşarat-ül İ’caz”ı iyice anlamaya ve harika hakikatlerini şerh edip anlatmaya çalışsınlar ve ona karşı diz çöküp, sadıkane “lebbeyk!” deyip şakird olsunlar; daha çok hayırlı ve ihlaslı iş yapmış olsunlar. Her ne ise!
İŞARAT-ÜL İ’CAZ’IN ÖZELLİKLERİ
İşarat-ül İ’caz’ın özellikleri pek çoktur. Nümunelik bir kaçına işaret etmek istiyoruz:
1- Eser, kendi sahasında ondan önce benzeri bir eserin yazılmamış olması, ki zaten aynı mevzu’ ve mealde benzeri bir eser, önceleri yazılmış ve mevcutsa, aynı tarzda eser yazmak ihlassızlıktır.
Yükleniyor...